Bu Blogda Ara

25 Mart 2014 Salı

Pazarola Hasan Bey; Vikinglerin Konstantinopolis'te İşi Neydi?

[KanalKultur] - Toplumsal Tarih'in şubat 2006'da yayınlanan 146. sayısı biyografilerden tarih metodolojisine, yakın tarihten "mikro tarih"e, Avrupa'daki tarih tartışmalarından Türkiye'deki tarihçiler arasında hâlâ uzlaşısı sağlanamamış, perdesi aralanmamış meselelere kadar geniş bir yelpazede tarih severlere hitap ediyor.

146. sayı da Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Toplumsal Tarih Yayın Kurulu üyesi Yavuz Selim Karakışla'nın, Osmanlı'nın ünlü delisi Pazarola Hasan Bey'in hikayesini kaleme aldığı ve dönemin delilerle ilgili algısı hakkında bilgiler verdiği makalesi, 80 sayfalık bir ek kitap olarak sunuluyor. Böylece Toplumsal Tarih'in şubat 2006'da yayınlanan sayısı okurlara 176 sayfa olarak ulaşıyor.

Bir "Serseri" Hikayesi - "Isabelle Eberhardt'ın Afrika'da bir Arap erkeği görünümündeki seyahati, modern dünyanın kategorik sınırlarını hiçe saymasının da bir ürünüydü aynı zamanda. Isabelle genç bir kadın olarak Avrupa'yı bulduğu her fırsatta terk edip, medeniyetin sınırının öte yanına geçiyordu." Ayşe Çavdar, kaşif, yazar, serüvenci Isabelle Eberhardt'ın yaşamını yazdı.

Vikinglerin Konstantinopolis'te İşi Neydi? - İskandinavya'nın ve Danimarka'nın yerlileri olan Vikinglerin 9. yüzyıldan itibaren Bizans ordusunda görev aldığını biliyor muydunuz? 360 yıl sürmüş bir misafirliğin evsahipliğini yapmış bugünün İstanbulluları bile bunu pek bilmezler. Ülkeye Rusya yoluyla geldikleri için Bizanslıların Rus ya da Rhos diye andıkları, bazen İskitlerle karıştırdıkları bu "baltalı adamların" Bizans ülkesinde ne işleri vardı peki? Ayşe Hür'ün kaleminden Vikinglerin Konstantinopolis "seferi"...

Osmanlı'da Kurumlar ve Kültür - Murat Belge, Osmanlı tarihi ilgilileri için çok önemli bir kaynak haline gelen "Osmanlı'da Kurumlar ve Kültür" kitabını Aydan Çelik ve Hamza Aktan'a anlatıyor. Belge'nin tarihe olan yöneliminin nedenleri, tarihçi olmadan tarih yazımının sınırları ve psikolojisi, Türkiye'deki tarihçilik algıları / pratikleri ve Osmanlı'da henüz deşilmemiş meselelerle nasıl tanışacağımız gibi soruların yanıtları bu söyleşide...

İttihatçılar Tartışmasında Yeni Perde - İttihat ve Terakki hakkında yüz yılı aşkındır süren tartışmalar yeni yeni yerlere evrilecek gibi. "İttihatçılar Müslim ya da gayrı Müslim herhangi bir okulda Türkleştirme politikası uygulamamıştı. Tek yapılan, devletin resmi dili olan Türkçenin, cemaatin dili ya da yabancı dil yanı sıra okutulmasının şart koşulmasıydı." Bu iddianın sahibi, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Zafer Toprak. Zafer Toprak, hem İttihatçılar'a hem de Türkiye'deki tarihçilere dair ilginç tespitlerde ve eleştirilerde bulunuyor.

İstanbul (Yine) Sel Altında - 1924'ün İstanbul için önemi çok fazla. Kentin gördüğü en büyük sellerden biri olan 1924 seli dönemin Cumhuriyet gazetesinde şu cümlelerle yer almış: "Dünkü ve evvelki günkü seylâb büyük hasarata sebeb oldu: Birçok evler yıkılmış, üç kişi ölmüş, bir kadın tecennün etmiştir, yıldırım isabeti neticesinde yaralananlar vardır, mezruat mahv olmuştur." Yaşar Tolga Cora, felaketi gün gün takip eden Cumhuriyet gazetesini izleyerek 1924 selinin İstanbul'a neler yaptığının bilançosunu sunuyor. Hem maddi, hem manevi...

Sermayenin Siyasetle Aşkı Bir Başka... - Türkiye'de hükümetler değişse de sermayenin hükümetlerle ilişkisinde değişen bir şey olmuyor. Kimi zaman iki taraf birbirine sevgiyle bağlanıyor, kimi zaman birbirlerine selam bile vermiyorlar. En son AKP ile TÜSİAD arasında yaşanan gerilim, bundan önceki hükümet-TÜSİAD ilişkilerinin nasıl gittiğine dair bir soru yarattı kafamızda. Gazeteci-Yazar Rıdvan Akar yarım yüzyıldır yaşanan aşk-nefret ilişkisinden ilginç anekdotlar aktarıyor.

II. Dünya Savaşının Mültecileri - II. Dünya Savaşı'nın içinde Türkiye yoktu belki ama, savaşın yarattığı facialar nihayet gelip Türkiye'yi de buldu. Ege Bölgesi o dönemde on binlerce sığınmacının kaçtığı yer oldu. Esra Danacıoğlu Tamur, içinde İtalyanlar, İngilizler, Yunanlılar, Almanlar, Amerikalılar ve Türklerin de bulunduğu, şimdiye kadar pek dillendirilmemiş bir trajediyi belgeleriyle anlatıyor...

Osmanlı Tarihçiliğinin Duayeni... - Osmanlı tarihçiliğinde dünyanın en saygın uzmanlarından biri olan Prof. Dr. Halil İnalcık'ın hayatını ve eserlerini, Prof. Dr. Salih Özbaran kendi deneyimlerinin ve tarihçiliğinin imbiğinden geçirerek yazıyor, eleştiriyor. Halil İnalcık'ı bir de Salih Özbaran'dan okuyacaksınız... [KanalKultur]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder