Bu Blogda Ara

10 Kasım 2013 Pazar

Roz Kohen: Türkiye Cumhuriyeti'nde Doğan Bizim Nesil

© Roz Kohen - Dora 13-14 aylık..
Katarina ve Rafael Benshoam'ın
Büyükada'daki evinde (1947)

© Roz Kohen - Roz ve Dora Kohen.
Tozkoparan'da Tepebaşı Dram
Tiyatrosu'nu geçtikten sonra
Tarlabaşı'ndaki Kazablanka Aile
Gazinosu'nda çekilmiş
(1 nisan 1951)

© Roz Kohen - Rum ev sahibi
Mariola'nın kiraladığı evinin
avlusunda en önde ben,
yanımda annem Ester ve
ablam Dora. A
rka planda dedem Yehuda ve
babaanem Devora Kohen
(2 temmuz 1950)

© Roz Kohen - Rafael Benshoam,
evin avlusunda hindisini beslerken
(Büyükada, 1947)

© Roz Kohen - Annem Ester,
bebek arabasındaki ben Roz ve arka
plandaki küçük kız çocuğu ablam
Dora Kohen; Kasımpaşa ve Haliç'e bakan
"Le petit Jardin" çocuk bahçesinde
(5 kasım 1950)

© Roz Kohen - Annemin kucağında bir aylık
bebekken.. Annemin yanındakiler:
Dedem Yehuda Kohen, ablam Dora
ve diğerleri komşularımız.
Mahmut Bey'in, Üst Bostancı'daki
yazlık evinde kiracı iken...
Roz Kohen "Yahudi İstanbul'unu / İstanbul Yahudileri'ni" anlatıyor: İstanbul'da Yahudiler ve Yahudi Yaşamı

[KanalKultur] - II. Cihan Harbi sona ermiş, Osmanlı Yahudileri olarak dünyaya gelen büyükanne ve babalarımızın nesli kaybolmak üzere iken, önce ablam Dora 1946 yılında, üç sene sonra da ben dünyaya geliriz.

Yaşları geçkince olan annem ve babam için ablam ve ben bir umut kaynağı oluruz.

İkimiz de baharda doğmuşuz.

Kohenler sanki artık savaşın sona ermesi ile kasvetli yılları da geride bırakıp, Cumhuriyet yıllarının getirdiği umutları bizlere yansıtmaya niyetliler...

Ablam birinci yaşını doldurunca, yaz aylarını akrabaları Rafael Benshoam'ın Büyükada'daki evinde geçirirler.

Rafael'in eşi Katarina, dillere destan güzelliği ile Büyükada'lı bir hanımdır.

Ablamın ilk hatıraları, Büyükada'daki evde geçen o yaz mevsimi şekil alır. Birkaç yıl üst üste yaz mevsimi Katarina ve Rafael'in yazlık evinde geçirirler. Ben doğunca da ilk defa olarak Bostancı'da mevsimlik bir ev kiralarlar.

© Roz Kohen - 1946 temmuz'unda,
babam İsak Kohen kucağında
3 aylık ablam Dora ile
Şişhane'nin yakınındaki
Tozkoparan semtinde...
Çocukluğumuz kış aylarında Melek Apartman'ında, yazları da bundan böyle Bostancı, Suadiye ve Caddebostan kıyılarında geçer.

Şişhane, o yıllarda akraba ve dostların bolca bulunduğu bir semttir.

Annemin Ester teyzesi; kızları, damatları ve torunlarıyla Tarlabaşı girişinde Pera Palas Oteli'ne çıkan yolda, iki katlı apartmanda otururdu. Sarina teyzesi de Kuledibi'nde, Küçük Hendek Mahallesi'nde...

Babamın ailesi ise Musevi Lisesi'nin yanındaki Tevfikiye Apartmanı'nda, amcası ve kuzenleri de Kuledibi'nde bulunan iki Havra arasındaki apartmanlarda otururlardı.

Küçük çocukken en büyük eğlencemiz, Tozkoparan'a doğru yürüyüşlerimiz ve oradaki "Le petit Jardin" diye adlandırdıkları çocuk bahçesinde (Tepebasi Dram Tiyatrosu'nun bulunduğu alan) oynamaktı.

Yazları eş-dost iple ceker, baharla birlikte kiralık yer bakmaya gidilirdi.

Bostancı ve Büyükada'nın yerlileri içinse evlerinin bir kısmını yazın dört ayı için kiralanması, bir gelir kaynağı teşkil ederdi. Bu sayede ev sahipleri ve diğer kiracılarla unutulmaz dostluklar kurulur; bir dahaki yaza tekrar gorüşmek üzere sözlü anlaşmalar yapılırdı. [KanalKultur]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder