Bu Blogda Ara

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Hasan Gürgenarazili: Sanatçı... nedir bu? - Chagall (1887 - 1985)

Hasan Gürgenarazili
[© Hasan Gürgenarazili - KanalKultur] - Pazarola "akl-ı selim" okur!

Geçtiğimiz günlerde Türkiye'de Pera Müzesi'nde (İstanbul) bir Chagall sergisi açılınca, mümtaz Türk basınının şimdilerde sanatsever ve aksakallı "monşer" duayenlerinden birinin "fırçasıyla âşıkların uçuştuğu" ressam olarak nitelediği Marc Chagall'le ilgili kimi bilgilerimi eski-anakaranın karlı bir gününde sizinle paylaşırken, bu vesileyle bir kitabı "teğet" de geçsem anımsatmak istedim:

Chagall'in yapıtlarıyla yakından tanışmam, New Yort'taki Museum of Modern Art'ta (MoMA) yer alan iki tablosuyla başlar. Bunlardan biri Paris yıllarında "La Ruche"da 1911'de ürettiği insan ve hayvan, doğa ve köy / uygarlığı resmettiği radyal kompozisyonlu "Moi et le village / I and the Village / Ich und das Dorf" (Ben ve Köy) adlı tablosudur. Diğeri de 1915-1920 yılları arasında ürettiği elinde asası, sırtında çuvalıyla "uçan" bir insanı doğduğu kent üzerinde resmettiği, bir tür insan ve kültür, din ve insan-toplum ile mimari arasındaki ilintiyi verdiği "Au dessus de Vitebsk / Over Vitebsk / Über Witebsk" (Vitebsk semalarında) adlı yapıtıdır. Yine ressama ait "Exodus"un (1952 / 1966) yanı sıra The Art Institute of Chicago / Chicago'daki "Doğum" (1912) ve "Beyaz Çarmıha Germe" (1938), St. Louis Art Museum / St Louis'deki "Adem ve Havva" (1912), Stedelijk Museum / Amsterdam'daki "Kemancı" (1912 / 13) ile Kunstsammlung / Düssoldorf'taki (Nordrhein-Westfalen – NRW) "Kemancı" tablolarını da saymadan geçemeyeceğim.

* * *

Şair, hayalperest, egzot... Resim yasağını dikkate almayan Musevi, çok çocuklu gariban bir fakir ailenin oğlu olarak, hayatı boyunca Marc Chagall'in rolü, "yalnız sanatçı" ve "toplum dışında" yaşamak oldu. O, yaşadığı gerçeklerle toplumun içindeydi ama ona dışarıdan bakıyordu.

Rusya'da (Beyaz Rusya) yarısı Musevi olan 50 bin kişilik küçük bir kent Vitebsk'te 1887'de doğan Chagall'in; yapıtlarına yansıyan küçük odun evlerden ibaret ve fukaralığın kol gezdiği "Schtetl" denilen mahallelerdeki "hayat"ı Sinagog, soba arkası ve dükkanda geçiyordu:
"Babamın mavi gözleri vardı, ama elleri nasır doluydu. Çalışıyor, dua ediyor ve susuyordu. Onun gibi ben de suskun biriydim. Benden ne olacaktı ki? Bütün ömür boyu bir duvarın önünde oturarak veya fıçı taşıyarak böyle mi kalacaktım? Ellerime bakıyordum: Nazik ellerim vardı. Bir meslek bulmalıydım, bir meşgale; ki o beni gökyüzünden ve yıldızlardan uzak tutmamalı ve o bana hayatın anlamını bulmakta yardımcı olmalıydı. Evet, böyle bir şey arıyordum... Ama memleketimde benim önümde hiç kimse 'sanat' ve 'sanatçı' kelimelerini telaffuz etmemişti. 'Sanatçı... nedir bu?' diye soruyordum."
diyen ve sonrasında elegant sanat salonlarında kabul gören Chagall, hep "değişik dünyalar" arasında seyahat eden, gidip - gelen biri olarak yaşadı.

Chagall, "fantazi" ve "sembolizm" kavramlarını tanımadığını belirtiyordu. Ona göre, insanın içindeki dünya, dışarıda görünen cisimlerden daha gerçektir ve mantıksız gelen herşeye fantazi ile masal denirse, doğa anlanmaz.

Alışılmışın dışındaki biyografisi ve sanatının yabancı motiflerle bezeli olması, onun "markası"dır.
O, "şaşkın yabancıyı", çocuk kalmış "dünya vatandaşı"nı ve "yalnız vizyoner" imajını yaşatmak için, elinden geleni yaptı...

Chagall'in çok derin dini inancı ve memleket bağlılığını yaşatan sanatı ve yapıtları, modern resim sanatında "hoşgörü"nün ve başkasına olan saygı düşüncesinin, anlayışının en önemli temsilcisi ve örnekleridir.

 * * *

Ingo F. Walther ile Rainer Metzger tarafından "Marc Chagall (1887 – 1985): Malerei als Poesie" (ilk baskısı [Bonn] 1996, ikinci baskısı [Köln] 1999) adıyla kaleme alınan eser, ressamın kısa biyografisini ve bu bağlamda onun hayatındaki dönüm noktalarını veriyor. 6 kısımdan oluşuyor: İlk kısımda Rusya'daki hayatını ve erken dönem yapıtlarını (1887 – 1910), ikinci kısımda Paris yıllarını (1910 – 1914), üçüncü kısımda savaş ve Rus devrimi yıllarını (1914 – 1923), dördüncü kısımda yeniden Fransa ve Amerika yıllarını (1923 – 1948), beşinci kısımda ustalık eserlerini ve dönemini, nihayetinde altıncı kısımda da kısa biyografisi ve eserlerini konu ediniyor. Chagall meraklıları için giriş mahiyetinde önerilir... [© Hasan Gürgenarazili - KanalKultur]

Ingo F. Walther / Rainer Metzger: Marc Chagall (1887 – 1985): Malerei als Poesie. Benedikt Taschen Verlag, Köln 1996, 95 S., ISBN 3-8228-6591-5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder