Bu Blogda Ara

25 Temmuz 2013 Perşembe

Hasan Gürgenarazili: Don Quijote / Don Kişot

Hasan Gürgenarazili
[© Hasan Gürgenarazili - KanalKultur] - Çalışma masamın hemen yanında, bilgisayar ekranının her iki tarafında birer küçük heykel bulunuyor. Ekranın sol tarafında yuvarlak bir kaide üzerine oturmuş 23 cm. uzunluğunda beyaz mermerden Antakyalı heykeltraş Abdullah'ın yaptığı bir "Aphrodite" heykelciği var. Ekranın sağ tarafında da Córdoba'daki Plaza del Potro'dan aldığım Osmanlı'da da bir süre esir kalmış, İspanyol yazar Miguel de Cervantes Saavedra'nın (1547-1616) yeldeğirmenleriyle savaştırdığı ünlü kahramanı "Don Quijote"nin at üstünde bronzdan yapılmış bir figürü hep bana bakar.

"Don Quijote" ile tanışmam, çocukluk yıllarıma dayanır. Onun yeldeğirmenleriyle mücadelesi ile yardımcısını 7-8 yaşlarımdan beri hatırlarım. Çocukluğumun kahramanlarından "Don Quijote", sisli anıların arasından, yıllar sonra değişik vesilelerle sıyrılır; yeniden gözlerimin önünde canlanır. Resim merakım ve eğitimim gereği, ünlü kübist İspanyol ressam Pablo Ruiz y Picasso'nun (1881-1973) ve ünlü sürrealist çılgın İspanyol ressam Salvador Dali'nin (1904-1989) "Don Quijote"yi betimleyen iki tablosu, onun üzerine yeniden eğilmemi sağlar.

Miguel de Cervantes Saavedra, Córdoba'da Plaza del Potro'nun hemen yanıbaşında bulunan ve 15. yüzyıldan kalma Posada del Potro'da bir süre konaklamış ve burada edindiği bilgileri, iki bölüm halinde yayınladığı kısa adıyla "Don Quijote" olarak tanınan "El ingenioso hidalgo Don Quijote de la Mancha"da (1605; 1615) işlemişti.

İspanya'nın Mancha eyaletinin bir köyünde bir kaç tarla ve ufak da bir evinden ibaret alışılagelmeyen varlığıyla, zengin olmayan, şövalye kitapları tutkunu elli yaşlarında "Kesada" adında bir soylunun öyküsüdür, "El ingenioso hidalgo Don Quijote de la Mancha".

Don Quijote, ince-uzun, sakallı, çelimsiz ve sıska, şövalye romanları okuya okuya sonunda şövalye olmaya özenen bir karakterdir. Kargısı, kalkanı ve kılıcı hiçbir zaman işe yaramaz. Ancak, tek silahı ikna olan, bir hatiptir o. Nezaket olsun diye konuşmaz. Konuşmak bir tür eylemdir onun için. Laubaliliğe ve hataya karşı tahammülsüzdür. Tek başınadır. Alışılmış bütün sahteliklere savaş açar. Yel değirmeni ise onun nazarında insanlığı yok edecek kötü ve zalim bir şövalyedir. Çoktan geride kalmış Ortaçağ'ı ve şövalyelik ruhunu yeniden canlandırmaya girişen; yeldeğirmenlerine savaş açan bu âşık, sıradışı, uçuk yaşlı şövalye, Miguel de Cervantes Saavedra'nın yazdığı romanın başkahramanıdır.

Onun hayatta görmek istedikleri vardır ve aldansa da hep öyle görür. Hanlar onun için şato, hancı başı asil derebeyi, pasaklı köylü kızı kontestir. Hayalindeki sevgilisi Dulcinea del Toboso'ya âşıktır. Kendi gibi zayıf, çelimsiz Rocinante adlı atı; elinde ise sadece eski, paslı bir zırhıyla kötülere ve kötülüklere savaş açar. Tüm kötülerin ve kötülüklerin simgesi yeldeğirmenlerine karşı "idealizmi"yle toplum hayatında vazgeçilemez roman kahramanı ve bir örnek olarak yer edinir.

İnsanlara adalet dağıtıp, ezilenleri koruyup, kötüleri cezalandırma düşleriyle yola koyulan Don Quijote'yi, rastladığı herkes "kaçık" / "deli" diye niteler. O, haksızlık karşısında başkaldıran, fazilete âşık bir kişidir. Hep hayal peşindedir. Küstahın ve rezilin belası olmak ister. Ama bunun dışında kâmil bir insan, usta bir hatiptir. Onu horlayanlar ve tartaklayanlar adi ve kaba insanlardır yalnızca... Yalnız bir adamdır o ve gerçek bir kahraman değildir. Onun için kimse ilgilenmez onun düşündükleri ve ilgilendikleriyle. Hoş, isteseler de anlamazlar ya. Onun dünyasına kimse girmek istemez. Onun kahramanlıkları ve söyledikleri, başkaları için sadece bir eğlencedir, vakit geçirmek için.

Don Quijote'nin kurtardıkları, can düşmanı olup çıkarlar. Sözde dostları vardır, onun ve fırsat buldukça onu bir çarşafa sarıp kurtarırlar! Ne de olsa, delirmiş bu dosta, iyilik yapmak lazımdır. Zira iyiliklerini görmüşlerdir. Önce iyilik için kitaplarını yakarlar, softa papazın iyi niyet bekçiliğiyle! Sonra hep kurtarmak isterler onu. Don Quijote'nin hatır dinlemeyen hakikat nutuklarını anlıyor gibi yapıp kendi yalanlarını uydururlar hep birden.

Rüya ve gerçek, içiçe girer ve bir sarmal olur Don Quijote'de. "Deli"den kâmil insana doğru giden bir öykünün tiraji-komik ve "yalnız" kahramanıdır Don Quijote.

Her ne kadar artık Türkçe'de "Don Kişotlaşmak" diye bir deyim artık varsa da, kaç kişi vardır ki, böyle? [© Hasan Gürgenarazili - KanalKultur]

[19 aralık 2004]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder