[KanalKultur] - 1930-40'lar Türkiye'si dönemin yaygın olgusu ulus-inşa süreçlerinin özgün bir coğrafyada aldığı özgün biçimleri gözlemek açısından ilginç bir laboratuvar gibi.
Osmanlı'nın kozmopolit emperyal mirasını 1925-26'ya kadar en azından nüfus bazında epeyce homojenleştiren "Yeni Türkiye" kendini esasen seküler bir temelde kurmaya çalıştı. Bu yöndeki politikaların güncel ayakları, bir yandan dilsel açıdan hâlâ çeşitlilik içeren Türkiye nüfusunun etnik bakımdan Türk olmayan unsurları üzerinde tarihçilerin "Türklüğe asimilasyon" olarak adlandırdıkları bir mecra takip etti. Aynı zamanda, kurulmaya çalışılan yeni ulusa yeni bir "tarih" de inşa edildi.
Mardin Artuklu Üniversitesi Antropoloji Bölümü öğretim üyesi Dr. Mark Soileau, bu bağlamda dönemin yönetimlerinin geçmişin dinsel mirası içinden oldukça seçici bir şekilde bazı tarihsel şahsiyetleri nasıl seküler "Türk hümanistleri" olarak yeniden kurgulayıp siyasal ve toplumsal alana sunduklarını anlatıyor konuşmasında...
Merkezinde Mevlâna, Hacı Bektaş ve Yunus Emre'nin bulunduğu bu süreci, tarikatlerin kapatılmasını da içeren tarihsel arkaplanı üzerinden ele alıyor ve söz konusu şahsiyetleri barış, sevgi, kardeşlik ve hoşgörü gibi temalar üzerinden evrensel değerlere nasıl bağladığını ilginç ayrıntılarıyla tartışmaya açıyor... [KanalKultur]
Mark Soileau - Ulus'un Velileri: Modern Türkiye'de Mutasavvıfların Millileştirilmesi [Ankara Tartışmaları (3)] / 22 kasım 2013, 18-20; Tarih Vakfı / Ankara, Selanik Caddesi, 82 / 30, Tankut İs Merkezi, 5. Kat, Kızılay - Ankara; Tel.: (0312) 424 00 50, 424 05 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder