[KanalKultur] - Bağımsız bir karikatür oluşumu olan Çizgili Muhabbet, Türkiye'de kadın olmanın zorluğunu ve kadınların acılarını anlatmak için kollarını sıvadı. 3 - 12 mayıs 2011 tarihleri arasında Caddebostan Kültür Merkezi'nde 'Türkiye'de Kadın Olmak' adlı bir sergiyle Türkiye'nin en büyük sorunlarından birini gündeme getirdi.
Sergiye ulusal katılımı sağlayan Çizgili Muhabbet, kadın sergisinin anlatısına uygun bir biçimde, kadının sorunlarını ve acılarını en iyi bir başka kadın anlatacağından, kadın çizerlere öncelik tanıdı.
Kadınların sorunlarını çizgilerle kadın karikatüristlerin ele aldığı bir sergiydi bu. Ama bununla sınırlı değil, farklı gözler farklı bakış açıları da mevcuttu bu sergide...
'Türkiye'de Kadın Olmak' sergisi, 30 çizerin 58 çizgisinden oluştu. Sergiye katılanlar, çizgilerle sessizce seslerini yükseltti. Sergiye yönelik yayınladıkları kadın sorunları bildirisinde sergilerinin amacını ve içeriğini şöyle anlatılar:
"Çiziyoruz
Her gün öldürülüyoruz!
Bahaneleri çok.
'Boşanmak istedi öldürdüm'
'Namus'
'Yemek yapmamıştı'
'Kot pantolon giymişti'
'Kıskanıyordum'
...
Bitmez tükenmez, sebepleri.
Biz her gün öldürülüyoruz!
Kayıtdışı çalıştırılıyoruz, sigortasız ve düşük ücretle.
Aynı işi yaptığımız erkek arkadaşımızdan daha düşük ücret alıyoruz ki, yasalardan kaldırılan aile reisliği fiili olarak kalkmasın. Kadınız, ucuz işgücüyüz. İş kazası olur, yen içinde kalır. 2009 Eylül'ünde İstanbul'da sel sularında boğulan yedi tekstil işçisi kadın arkadaşımızı unutmadık. Hani ailelerine 'kan parası' verilen. Ve bilirkişilerin bilmezden geldiği yedi kadın arkadaşımızı.
Biz her gün öldürülüyoruz!
Kadınız, sokaklarımız yok. Gecelerimiz bize yasak. Tecavüzcünün cezasında hafifletici sebeptir saat 21:00'den sonra sokakta dolaşmamız... Dekolte giymemiz, tahrik sebebidir. 15 yaşında 26 adamın tecavüzüne uğrayan çocuğumuzu unutmayız! Hani adli tıbbın, yaşını büyütmeye çalıştığı, hani hakimlerin neredeyse çocuğumuza ceza keseceği... Münevver'i unutmayız biz. Hani başbakanın çıkıp da 'kızına sahip çıkmazsan ya davulcuya ya...' dediği, canavarca öldürülen kızımız Münevver'i.
Biz her gün öldürülüyoruz!
Ev içinde ücretsiz işçi, karın tokluğuna çalışan köle. Cinsiyetçi iş bölümünün 'emrinde' biz milyonlarca kadın. Çocuk bakımından yalnız kendi sorumlu olan. Hani çalıştığı iş yerinde patronu kreş açmadığından, çocuk doğduktan sonra işinden olan. Hani yeni bir işe girmeden önce '3 yıl hamile kalmama' şartının bulunduğu sözleşmeleri imzalayanlar.
Biz her gün öldürülüyoruz!
'Kadın ve erkek eşit mi' sorusunun hala sorulabildiği. Yatak odalarımıza terbiyesizce girme hakkını kendilerine vazife bilen devlet 'adamları'... En az üç çocuk isteyenler. Ruhumuza, bedenimize zorla sahip olanlar.
Biz her gün öldürülüyoruz!!
Öldürülmemek için çiziyoruz, öldürüldüğümüz günler için çiziyoruz. Kadın ve erkeğin eşit olduğunu çiziyoruz kağıtlara, duvarlara, kafalara.
Birlikte daha güçlü olduğumuzu göstermek için çiziyoruz."
Aynı sorunları duyarlı erkek çizerler de anlattı. Çok farklı hikayeleri anlatmayı arzulayan bir sergiydi, "Türkiye'de Kadın Olmak...".
Böyle yakıcı toplumsal sorunlara yoğunlaşan Çizgili Muhabbet karikatüristleri, 'kimsiniz?' sorusuna kısaca şöyle cevap veriyor:
"'Aynı masalları dinlemelerine rağmen ötekiler hiç böyle bir şey yaşamadılar'
- Novalis
Bugün sanatın yeni bir perspektife ihtiyacı var. Uzun zorlu bir yolcululuk gerekli. Ama bizler bütün bu macerayı tek başımıza göze alamayacağımızın farkındayız. Yazı ve çizgi metalaştığından beri anlatacaklarımız hep piyasanın duvarlarına çarpıyor. Bugün bir şeyler söylemek, çok zor; Ama her zamankinden de daha çok gerekli.
Çizgili Muhabbet, gerçekleşmesi zor bir rastlantının meyvesi olarak bir araya geldi. Anlatacağımız çok şey var: Hepsi yalnızca sizin hikayeleriniz ama hiçbirini bu şekilde duyup görmediniz. Çünkü biz birer aynayız. Görünen gerçeğin kendisi değil onun arkasındaki görmezden gelinen yansımayız.
Buzdağlarının çok gidilip hiç görülmeyen yerlerinde oyunlar oynuyoruz biraz. Gerçeğin görülmeyen taraflarını göstermek için buradayız. Hikayeler ve insanlar aynı ama görecekleriniz çok farklı.
İçimizden geçerek yansımaları yaratan ışığın çok farklı renkler oluşturacağına inanıyoruz. Ne doğruyuz ne de yanlış. Belki mütevazı bir avangard... Her avangardın her özgürlük gibi sonunda zıddına dönüşeceğini biliyoruz.
Çizgilerle bir yerlere varmayı düşlüyoruz. Yolcuğumuzun temel prensibi 'değişim'. Anlattıkça yol alıp yenileneceğiz. Sözün özü adımızda saklı: Biraz çizgi, biraz sözcük: Çizgili Muhabbet!" [KanalKultur]
Türkiye'de Kadın Olmak - Karikatür Sergisi / 3 - 12 mayıs 2011; Caddebostan Kültür Merkezi, Bağdat Caddesi Haldun Taner Sok. No: 11, Kadıköy - İstanbul; Tel. (0216) 467 36 00
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder