Toplumsal Tarih [Tarih Vakfı Yayınları] 174 (2008), 96 S., ISSN 1300-7025 |
"1770'lerde Ahmed Resmi Hint Okyanusu girişimini büyük bir hata olarak değerlendiriyor. Diyor ki: Bir olaya girişmeden önce durumu iyi değerlendirmeliyiz, yapılacak harcamaya göre elimizde kaynak var mıdır diye sormalıyız. Anlaşılan 16. yüzyılda Osmanlıların elinde, Hint Okyanusu'na kadar yayılmasına izin verecek kaynak yokmuş. Ahmed Resmi'ye göre bu çaba boşuna harcanmıştır. Bu, Kanuni dönemindeki hâkim görüşün tam tersidir. Ahmed Resmi olaylara başka bir perspektiften bakmaktadır. Bu değişimi yakalayabilmemiz için uzun bir dönemi ele almamız gerekir."
"Geçmişin Araçsallaştırılması Tarih ve Kolektif Bellek (II)" adlı çalışmasında Nuri Bilgin şunlara dikkat öçekiyor: Tarihsel bellek, geçmişin bilim adamı tarzında yeniden inşasıdır. Bizden öncekilerin çevrede bıraktıkları izlerin sistematik analizini temel alır. Kolektif bellek ise aksine, bu izlerin nesillere iletilmesine dayanır. İkisi birbirinden bağımsız değildir. Tarihsel bellek geçmişin anılarını kırarak inşa olur ama bu anılar yaşayan temsillerimize bulaşır, geçmişe bakışımızda devreye girer. Buna karşılık tarihsel üretim de kültürel mirasa katılır, onu dönüştürür ve dönüşür. Tarihsel bellek de bir iz haline geldiğinde kolektif bellekte yer bulur.
Mete Tunçay'ın çevirisiyle, "Eric Hobsbawm'ın Günlüğünden - Weimar Cumhuriyeti'nin Berlin'i"nde Weimar'ın birkaç "normallik" yılı bile, her an patlayabilecek bir yanardağın geçici sakinliğine dayanmaktaydı. Tiyatro sanatının büyük ismi Max Reinhardt bunu biliyordu. "Sevdiğim şey, dilimin üstündeki geçicilik tadı" demişti, "her yıl, sonuncu yıl olabilir." Bu duygu, Weimar'a benzersiz bir lezzet katıyordu. Ani ve dönüşsüz ölüm gelene kadar, acı yaratıcılığı keskinleştiriyor, hali hazırı küçümsemeye yol açıyor ve uylaşımlarla sınırlanmayan bir zekâ ortaya koyuyordu. Tarihin değiştiğinin bilindiği anlar enderdir, ama bu onlardan biriydi...
Fuat Dündar, "Taner Akçam'ın Son Kitabı Vesilesiyle %10 Katliam Sorunu - Ermeni Meselesi Hallolunmuş" mudur?" başlıkğıyla bir yazı kaleme alıyor: "Taner Akçam'ın, Ermeni Meselesi Hallolunmuş" mudur? adlı kitabında iddia ettiği gibi çölümsü bölgelere sevk edilen en az 500 bin - 1.200 bin arasındaki Ermeni nüfusun 168 bine indirilmesi gibi bir İttihatçı politikasından bahsetmek mümkün değildir. Ne iskân bölgesine ulaşan Ermeniler bir milyonun üzerindedir, ne de iskân bölgesinde yaşanan katliamların nedeni, Ermenileri Müslüman nüfusun %10'una indirme politikasından kaynaklanmaktadır. İskân bölgelerinde katliamlar yaşanmışsa, bunun nedeni %10 prensibi değildir."
Dergide "68'i Kadın Hareketi Açısından Okumak - İsyan İçinde İsyan" adlı söyleşide Ece Zerman - Fatih Tatari yer alıyor: 40. yılı vesilesiyle medyada da geniş yer bulan 1968 hareketi birçok boyutuyla tartışılırken, kadınlara ve kadın hareketine katkıları çoğu kez göz ardı edildi. Oysa Şirin Tekeli'nin de belirttiği gibi, "Feminizm, 68'den bugüne kalan ideolojilerin en etkili olanı" olarak değerlendirilebilir. Bu noktadan yola çıkarak 68'leri, dönemi yaşamış üç kadının gözünden yeniden ele almak istedik. Şirin Tekeli ile 68'lerin sosyal bilimlere ve kadın hareketine katkıları, İlkay Demir ile hareketin içinde kadın olmak, Claudine Monteil ile de meselenin Fransa ekseni konuşuldu.
Peri Efe ünlü tarihçi Joseph von Hammer'in Avusturya'da bıraktığı izleri takip ediyor, Gökhan Akçura 1945'te kurulan "Saygısızlıkla Savaş Derneği"nin ve ondan sonra kurulan "İstanbul Hemşeriler Cemiyeti"nin tarihini anlatıyor, Rıfat Bali Agos Gazetesinde ve Aşkale Sürgünleri kitabının kapağında yer alan fotoğrafın kaynağını verip, neyle ilgili olduğunu açıklığa kavuşturuyor, Zeki Arıkan Osmanlı Müellifleri kitabının yazarı Binbaşı Tahir Bey'in II. Meşrutiyet'in ilanı sürecindeki çalışmalarını ele alıyor, Yahya Araz 16. yüzyıl Osmanlı toplumunda cemaatler arası evliliklerdeki sorunları Balat Şer'iye Sicilleri'ndeki belgeler üzerinden inceliyor. [KanalKultur]
Toplumsal Tarih [Tarih Vakfı Yayınları] 174 (2008), 96 S., ISSN 1300-7025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder