Bu Blogda Ara

8 Eylül 2013 Pazar

Asya Minor... Yeniden

Asya Minor… Yeniden / Yönetmen: Tahsin İşbilen;
Metin Yazarı: Tahsin İşbilen; Araştırma / Yapım Yönetmeni:
Işın Turgut; Özgün Müzik: Müşfik Turgut; Yunanca Çeviri
/ Yunanistan Koordinasyon: Tanaş Çimbis;
Proje Koordinatörü: Keramettin Akbaş;
2008, 55'; Türkçe / Yunanca
[KanalKultur] - İkinci Dünya Savaşı'nda işgalden kaçarak güvenliği Türkiye'de arayan Yunanlılar bu savaşın Türkiye ve Yunanistan'ı ilgilendiren ortak bir yönü. Yunanistan, Almanya tarafından işgal edildiğinde, başlıca üç nedenle Yunanlılar ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. Siviller açlık nedeni ile, askerler Mısır'daki sürgün hükümetinin hizmetinde görev yapmak için, direnişçiler ise mücadelelerini ana karada sürdürebilmek için adalardan kaçtılar. 60 binden fazla Yunanlı o dönemde Anadolu'ya kaçtı. "Asya Minor... Yeniden" belgeseli, Kostas Demerci'nin anılarından ve oğlu Nikos Demerci'nin ağzından o günleri anlatıyor.
"Aramızda bir durum değerlendirme toplantısı yaptık ve çoğunluk Anadolu'ya gitmeye karar verdi. Çünkü artık bizler için Samos'ta hayat gittikçe zorlaşıyordu, Samos dağları direnişçilerle dolmuştu. Buralarda barınmak zordu ve bizim de o koşullarda yaşamak için yaşımız oldukça ileriydi." (Kostas Demerci -1941)
"Sandalı, gerillaları ve silahlı Yunanlıları görünce çok etkilendim. Bindik kayığa. Çok güzel, sakin bir geceydi. Gece boyunca kürek çekerek Küçük Asya'ya geçtik..." (Nikos Demerci-2007)
Adım Niko Karavas. 80 yaşındayım. Samos'ta, Vathi'de doğdum. Ebeveynlerim Küçük Asyalıydılar; annem Güzelçamlılı, babam ise Sökeli. Bundan dolayı bir ilişkim var. Demin Niko'nun anlattıkları benimkilerle uyuyor, hepimiz aşağı yukarı aynı serüveni yaşadık.
Buradan gittik, sebepler malum; açlık ve Almanlarla İtalyanların tedhişçiliği. Ben gidenlerden daha gençtim, 16 yaşımdaydım. Kuşadası'na geçtik ve hepimizi hamama götürdüler, son gidişimde yerini buldum. Birkaç gün kaldık ve toplu olarak Selçuk'a geçtik. Trene bindik ve sırası ile Aydın, Nazilli, Denizli, Eskişehir ve Adana'dan geçip Suriye'ye ve oradan Orta Doğu'ya vardık.
Küçük Asya'da, oranın halkı ile bir ilişkimiz olmadı. Biz epey kalabalıktık çünkü her gece buradan çok sayıda insan karşıya kaçıyordu. Bundan dolayı Türk makamları durumu kontrol edemiyordu. Zaman zaman, İtalyanlara yabancıları kabul etmediklerini göstermek için, bazılarını geri gönderiyorlardı. Köylerden geçerken tren istasyonunda halk toplanırdı, galiba bizden önce geçenler olduğu için bizi bekliyor olurlardı. Meyve, karpuz gibi ikramlarda bulunuyorlardı bize. Buna karşı biz de onlara, yolda yememiz için verilen bisküvilerin boş teneke kutularını verirdik. Çok seviniyorlardı, çünkü o zaman ne onlarda, ne de bizde böyle kutular vardı.
Zinon adında bir Samos'lu, burada kunduracı çırağı idi, herkesin geçtiği şekilde o da karşıya geçti. Aydın'da 8 ay kadar kaldı ve bir ustanın yanında çalıştıktan sonra Orta Doğu'ya gitti. Bir kaç sene önce Barış Komitesi olarak oraya gittiğimizde o da gelmişti. Ona yardım elini uzatan Türk'ü hatırladı “elimde küçük bir fotoğrafı var arasam acaba hayatta mı” diye düşündü. Zinon gitti ve onu buldu. Fotoğrafı Türk'e gösterince “içeriye gel de seni nerde sakladığımı gör” dedi. Hiç bir zaman unutmamak için fotoğrafını çerçevelemişti. Birlikte yaşamları o kadar iyi geçmişti.
Bir kuzenim vardı, annelerimizin köyüne, Güzelçamlı'ya, annesinin evini bulmaya gitti. Yani ninemin evini. Kapıyı bir hanım açtı, Türkçe biliyordu, "doğduğum evi görmeye geldim" dedi. Hanım onu İçeriye aldı, ikramda bulundu. Evden birkaç metre uzaklaştığında hanım arkasından seslenip peşkire sarılı bir şeyi eline verdi. Birkaç adım attıktan sonra dayanamayıp açınca içinden ninemizden kalmış bir ikona çıktı. Hanım ikonayı dini bir amaçla saklamamıştı, çünkü Müslüman'dı. Arkasına ninem 8-9 çocuğunun doğum tarihlerini yazmıştı. O da bunun için saklamıştı ve o nedenle "bu size aittir al" dedi.
İkinci Dünya Savaşı'nın çok karanlık bir yüzü daha vardır; göç. Farklı yüzleriyle, çok sayıda insanın yerini yurdunu terk edip göçmen olarak yollara düşmesine neden olmuştur savaş. İşte bu göç dalgalarından biri de, Yunanistan'dan Anadolu'ya yönelen göç dalgasıdır.

Yunanistan faşistler tarafından işgal edildiğinde, başlıca üç nedenle Yunanlılar ülkelerini terk etmek zorunda kalırlar: Yaşanan büyük açlık nedeniyle gelen siviller, Mısır'daki sürgün hükümetine katılmak için örgütlenen askerler ve mücadelelerini ana karada sürdürebilmek için adalardan kaçan direnişçiler.

Hepsinin çıkış kapısı Küçük Asya, yani Anadolu'dur.

Yaklaşık 20 yıl önce "Küçük Asya Felaketini" yaşadıkları Anadolu. Onları karşılayanlar da büyük oranda mübadeleyle Yunanistan'dan gelen Türklerdir.

Türklerden kaçarak Yunanistan'a gidenler, Yunanlılardan kaçarak Türkiye'ye gelenlerin yanına sığınırlar. Bir kısmıyla, Alaçatı'da, Çeşme'de aynı evleri paylaşırlar üç dört yıl. Gelenlerin bir bölümü, Türkiye'den Ortadoğu'ya, Mısır'daki sürgün hükümetine katılmaya gider. Bir bölümünün de yolu Yunanistan anakaraya düşer, direnişçilere katılmaktır hedefleri.

Yönetmenliğini Tahsin İşbilen'in yaptığı bu film, sözü edilen dönemin öyküsünü anlatır bizlere Kostas Demerci'nin anılarından ve oğlu Nikos Demerci'nin ağzından. Bir, babanın gözünden görürüz yaşananları, bir de yanında götürdüğü on yaşlarındaki oğlun gözünden. Filmin iki ana karakteri yanı sıra, Yunanistan ve Türkiye'de yaşayan diğer dönem tanıklarının anılarıyla da desteklenir öykü.

Yunanistan'dan Türkiye'ye o dönemde gelen insanların sayısının 60.000'nin üzerinde olduğu belirtiliyor. Bugün o yılları hatırlayan çok az sayıda insan var. 1950'li yıllarla birlikte iki ülkenin gerilen ilişkileri bu dönemi ve bu "insanlığı" unutturmuş durumda iki halka da. İşte bu film, geçmişte bu iki halk arasında yaşanmış olan dayanışma örneklerinden birini, geleceğe ilişkin umutları yeşertmesi için hatırlatmayı deneyen bir barış filmidir.

Mihail Vasiliadis - Apoyevmatini Gazetesi

Mihail Vasiliadis, İstanbul'da günlük Rumca olarak yayınlanan Apoyevmatini Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni. 1939 yılında doğdu, gazeteciliğe Embros Gazetesi'nde yardımcı eleman olarak başladı, aynı gazetede 1964'den sonra sorumlu yazı işleri müdürlüğüne getirildi. 1965'te "milli birliği bozacak şekilde Rumluk propangadası yapmak" suçlamasıyla hakkında dava açıldı, 10 yıllık bir dava sürecinin ardından 1975'te beraat etti. Bir süre Yunanistan'da Eptalofos Gazetesi'ni yayımladı. Ancak bu sefer, Yunanistan'da Türk - Rum ilişkileri üzerine yazdığı yazılar yüzünden, hakkında suç duyurusunda bulunuldu ve dava açıldı. Bu davalardan da beraat etti ve 2000 yılında kendini emekliye ayrıldı. 2002 Türkiye'ye geri dönüş yaptı ve Apoyevmatini Gazetesi'nin başına geçti. Halen, 80 yıllık bir gazete olan Apoyevmatini'nin yazarlığını, editörlüğünü, yayın yönetmenliğini tek başına yapıyor.

Tahsin İşbilen

1964 Ezine doğumlu. 1997 yılında itibaren yoğun olarak belgesel sinema alanında çalışmaya başladı. Birçok reklam ve tanıtım filminde yönetmen ve görüntü yönetmeni olarak çalıştı. Amerikan History Channel ve Alman ARD televizyonları için hazırlanan belgesellerde görüntü yönetmenliği yaptı. CCG (Christian Church of God) organizasyonu için Anadolu ve erken dönem Hıristiyanlık konularında hazırlanan belgesellerde yönetmenlik yaptı. Birçok belgesel film festivali organizasyonunda çalıştı. Belgesel Sinemacılar Birliği üyesi.

Çalıştığı bazı belgesel filmlerden örnekler:

2009 Harp Olurken…-Yönetmen
2009 Maşatlıktan Kurtuluşa-Yönetmen
2008 Kıyıya Vuran Tahta Valiz-Yönetmen
2008 Benim Giritli Limon Ağacım-Yönetmen
2008 Asya Minör Yeniden-Yönetmen
2007 Satılık Sağlık-Yönetmen
2006 Düştük Dağlara Dağlara-Yönetmen
2005 İzmir'in Kayıkları-Yönetmen
2005 Müşteri Değil Yurttaşız-Yönetmen
2005 Balık Sağlıktır-Yönetmen
2004 İzmir Mimarlığının Elli Yılı-Yönetmen
2004 Bir Başka Dünya: Şizofreni-Yönetmen
2004 Bahçeşehir Belgeseli-Yönetmen
2003 Sabırla Aşılan Bir İLK'in Öyküsü… Beykoz-Yönetmen
2003 Mahsuni Şerif Belgeseli-Yönetmen
2003 Sağlık Haktır (Türk Tabipler Birliği)-Yönetmen
2002 Yedi Kilise (CCG için)-Görüntü Yönetmeni
2002 Diğer Kutsal Toprak: Türkiye (CCG için)-Görüntü Yönetmeni
2001 Halfeti (Kültür Bakanlığı)-Görüntü Yönetmeni
2001 Bir Başka Bakışla Nemrut (Kültür Bakanlığı)-Görüntü Yönetmeni
2000 Dünya'yı Sarsan Adam St.Poul (History Channel)-Görüntü Yönetmeni
1999 Üç Kardeşin Öyküsü-Yönetmen
1999 Aizona'nin Hikayesi-Görüntü Yönetmeni
1998 Karadeniz Yolu (NDR için)-Görüntü Yönetmeni
1998 Sular Altındaki Kent Zeugma (NDR için)-Görüntü Yönetmeni
1998 Anadolu'da Batıl İnançlar (ARD için)-Görüntü Yönetmeni
1997 Bir Fotoğrafın Hareket Olarak Portresi-Yönetmen [KanalKultur]

Asya Minor… Yeniden / Yönetmen: Tahsin İşbilen; Metin Yazarı: Tahsin İşbilen; Araştırma / Yapım Yönetmeni: Işın Turgut; Özgün Müzik: Müşfik Turgut; Yunanca Çeviri / Yunanistan Koordinasyon: Tanaş Çimbis; Proje Koordinatörü: Keramettin Akbaş; 2008, 55'; Türkçe / Yunanca

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder