Bu Blogda Ara

15 Temmuz 2013 Pazartesi

Antropoloji ve Belgesel

[KanalKultur] - Documentarist, bir grup bağımsız belgeselcinin inisiyatifiyle Avrasya Sanat Kolektifi (ASK) çatısı altında gerçekleştirilen bir etkinlik. Belgeselin, sosyal bir sorumluluk alanı olduğu kadar sinemasal bir yaratım aracı olduğuna inanan, dünyanın her köşesinde benzer bir kaygıyla hareket eden belgeselcilerin işlerini merak eden ve bu ürünleri Türkiye'deki belgesel meraklılarıyla da paylaşmak isteyen bir grup...

Documentarist İstanbul Belgesel Günleri, 31 mayıs - 5 haziran 2011 tarihleri arasında 4'üncü kez belgeselseverlerin karşısındaydı. Festivalin bu seneki programında dünyanın önemli festivallerinden seçilmiş 40'ı aşkın ülkeden 80'den fazla film yer aldı.

Festivalin birbirinden ilginç bölümleri arasında yer alan "Antropoloji ve Belgesel" adlı bölümde Jose Padilha, Jean Rouch, Asen Balikci ve Charles Laird tarafından çekilen 6 belgesel izleyiciye sunuldu. Farklı olanı ya da farklı kültürleri meraklısıyla tanıştırdı. Ve görsel antropolojinin öncülerinden İstanbul doğumlu Asen Balikci, Documentarist'in bu seneki sürpriz konuklarından biri oldu. Türkiye'de ismi az bilinmekle birlikte, Kanada'nın önemli antropologlarından olan ve 1960'lardan itibaren yaptığı filmlerle görsel antropolojide önemli bir yol açmış olan Balikci, Alaska'dan Bulgaristan'a çeşitli coğrafyalarda çektiği filmlerden bir seçkiyle Türkiye'de ilk kez seyirciyle buluştu. Documentarist 2011 kapsamında geçekleşen bu buluşmada, fikirleri disiplinlerarası dolaşıma sokmak gerekliliğinden yola çıkılarak, görsel antropoloji alanında Türkiye'de edinilmiş deneyimlerden bir tanesi olan "Kırsal Avrupa'yı Derinlemesine Anlamak Projesi" paylaşıldı. Etnografik film yapım yöntemleri, alan araştırması yapmak, tüm bu süreçte karşılaşılan sorunlar ve çözüm yolları, etnografik filmin belgesel sinemayla ilişkisi konuları, görsel antropoloji tarihinde önemli isimlerden biri olan Asen Balikci'yla tartışıldı...

"Antropoloji ve Belgesel" bölümünde şu belgeseller gösterimdeydi:

Kabilenin Sırları (Secrets of the Tribe), Jose Padilha, Brezilya, 2010, 96'

60'lı ve 70'li yıllarda Batılı antropologlar Amazonlar'daki modern hayatın el sürmediği 'bakir' sahaları gözlemlemek üzere buralara akın ettilerinde ve dünyanın son "medenileşmemiş" kabilelerine baskın yaptıklarında ne oldu? Üniversiteden yeni mezun bu toy adamlar, birlikte yaşadıkları, çalıştıkları ve filme çektikleri kabile sayesinde macera yaşayıp üne kavuştular ama otuz yıl sonra bu sızıntının etrafında gelişen olaylar akademi etiği ve sürtüşmeler açısından bir skandala dönüştü. "Kabilenin Sırları" aynı zamanda bu antropologların yarattığı hasarı da belgeliyor.

Çılgın Efendiler (Les maîtres fous/The Mad Masters), Jean Rouch, 1955, 30'

Kariyerine Batı Afrika'daki kabilelileri çalışan bir etnograf olarak başlayan Jean Rouch, etnografik belgeselin babası olarak anılıyor. "Çılgın Efendiler", 1950'lerde Afrika'da çektiği sayısız filmle kendine has bir gözlem ve hikaye anlatma tekniği geliştiren Rouch'un ilk filmlerinden. Film aynı zamanda sinema vérité'ye atılan kararlı bir adım niteliğinde. "Çılgın Efendiler", Nijerya ve Gana'da yaşayan Songhay kabilesi'ndeki Hauka hareketini zaman zaman rahatsız edici bir bakışla mercek altına alıyor. Filmde kabile üyelerinin, Fransız ve İngiliz kolonilerinin otoritesi altında düzenledikleri bir törene tanıklık ediyoruz. 1925'te başlayan ritüel, zamanla kolonyal egemenliğe karşı düzenlenmeye başlıyor. Rouch bu ritüelleri önceden de gözlemlemişti. Daha sonra filmi geleceğe aktarmak isteyen tarikat önderlerinin davetiyle yılın en büyük törenine katıldı ve ortaya "Çılgın Efendiler" çıktı. Basit bir 16 mm el kamerası kullanan rouch, ritüeli grafik ayrıntılarıyla kaydediyor.

Deniz Buz Kampında Kış: 1 (At The Winter Sea Ice Camp: Part 1), Quentin Brown, Asen Balikci, Kanada, 1967, 36'

Asen Balikci'nin, geleneksel Eskimo yaşamı üzerine gerçekleştirdiği serinin en ilginç bölümlerinden biri... Kışın en şiddetli zamanlarında, köpekleriyle seyahat eden Netsilik Eskimoları'nın kamp kurmasını izliyoruz. Erkekler buzdan briketler oluştururken, kadınlar küreklerle yer açar. Kısa bir süre sonra başlarını sokacakları bir sığınak oluşturular. Geceyi burada geçirdikten sonra, erkekler sabah erkenden mızraklarını hazırlar, köpekleri kızağa koşar ve buzdan denize doğru açılırlar...

Deniz Buz Kampında Kış: 2 (At The Winter Sea Ice Camp: Part 2), Quentin Brown, Asen Balikci, Kanada, 1967, 36'

Sabahleyin kadınlar kürkleri havalandırmak üzere igloo'nun üzerine serer. Çocuklar, kemikten sopalarıyla buzun üzerinden top koşturur. Erkekler fokbalığı avı peşindeyken, kadınlar bebekleriyle oynar, igloo'yu onarır, yaşlı bir kadın bebeğin beşiğini sallar... Bir başka kadın genç bir kıza kürkten giysi yapmayı öğretir. Derken, erkekler avladıkları fokbalıkları ile çıkagelirler... Bu bölmde, Netsilik Eskimoları'nın kış kampında igloo etrafında dönen yaşamı yansıtılıyor.

Ephtim D.'nin Yaşamında Bir Ay (One Month in the Life of Ephtim D.), Asen Balikci, Kanada, 2003, 56'

73 yaşındaki emekli postacı Ephtim D. eşi ile birlikte Sofya'nın banliyösünde üç odalı dairesinde yaşamaktadır. Bir sosyalist olarak ''çılgın'' demokrasi ile geçiş döneminin belirsizlikleri arasında bocalamaktadır. Çiftin emekli maaşları toplamda 66 Euro'dur. Ephtim aile bütçesini dengeleme konusunda büyük zorluklar çekmektedir. Ücretsiz tıbbi bakım ve aşevindeki öğle yemekleri hayatta kalma stratejilerinin olmazsa olmazlarıdır. Filmde, Bulgar bir emeklinin portresi küresel boyuttaki umutsuzluk ve geride kalan komünizme duyulan özlem çerçevesinde yansıtılır.

Onun Gözünden (Through These Eyes), Charles Laird, Kanada, 2003, 55'

1970'lerden bir Amerikan ilkokul programı, "İnsan: Bir Çalışma Konusu" (MACOS) başlığıyla, Kanada’da kutuplarda yaşayan kişileri inceleyerek, öğrencilere toplumlarına yeni bir gözle bakmalarını sağladı. Bunun sonucunda görsel antropolojinin en önemli örneklerinden biri olan "Netsilik Film Serisi" ortaya çıktı. Fakat çizilen Netsilik portreleri, Amerika etrafındaki topluluklarda çatlaklar yaratcak biçimde değer çatışmalarına yol açtı ve politika ve eğitim arasındaki hassas ilişkiyi açığa çıkardı. Akademik ve tutucu güçler arasında alevli ulusal tartışmalar birbirini izledi. [KanalKultur]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder