[KanalKultur] - İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından on sekiz yıldır Garanti Bankası’nın sponsorluğunda düzenlenen İstanbul Caz Festivali, 27 haziran - 15 temmuz 2015 tarihleri arasında gerçekleştiriliyor. Dünya çapında yıldızlar ile güncel müziğin ses getiren yerli ve yabancı isimlerini ağırlanan 22. İstanbul Caz Festivali'nin programında aralarında Joan Baez, Jools Holland, Marcus Miller, Melody Gardot, Tigran Hamasyan, Roberto Fonseca, Fatumata Diawara, Tord Gustavsen, Masha Vahdat, The Bad Plus, Joshua Redman, Chris Potter, Dave Holland, Stanley Jordan ile Emin Fındıkoğlu gibi isimlerin bulunduğu 250’den fazla yerli ve yabancı sanatçıyı takipçileriyle buluşturan 22. İstanbul Caz Festivali’nde 15’i aşkın farklı mekânda 35’in üzerinde konser var.
2015'te festivale ev sahipliği yapan mekânlar arasında Almanya Sefareti Tarabya Yazlık Rezidansı, Avusturya Başkonsolosluğu/Avusturya Kültür Ofisi Bahçesi, Aya İrini Müzesi, Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi, ENKA Eşref Denizhan Açık Hava Tiyatrosu, Fenerbahçe Parkı ve Fenerbahçe Khalkedon, Feriye Lokantası, İstanbul Erkek Lisesi, KüçükÇiftlik Park, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, Sepetçiler Kasrı ve Salon İKSV yer alıyor.
Festival kapsamında gerçekleştirilen ücretsiz etkinliklerle İstanbul’da caz havası parklar ve sokaklara da taşınıyor. “Parklarda Caz”lı Fenerbahçe Parkı’ndan, “Gece Gezmesi”yle Kadıköy’e, şehrin açık hava mekânları cazın enerji yüklü notalarıyla doluyor.
“Parklarda Caz”
Tam 12 yıldır devam eden “Genç Caz” serisi, profesyonel müzik kariyerine adım atmamış, 30 yaş altı genç caz müzisyenlerin bir topluluk kurarak İstanbul Caz Festivali’ne katılımını teşvik etmeyi amaçlıyor. Şimdiye dek 60’a yakın genç topluluğu festivale katan “Genç Caz”ın 2015 yılı değerlendirme konseri ise 10 mayıs 2015 pazar günü 16.00’dan itibaren Salon İKSV’de halka açık olarak gerçekleştirildi. Değerlendirme konserinin sonucunda Can Koçlar Quartet, Eren Akgün Septet, The Cold Vibes, The Roots of Jazz ve Vocca Acapella toplulukları İstanbul Caz Festivali kapsamında, 4 temmuz 2015 cumartesi akşamı Parklarda Caz’da sahne almaya hak kazandı. 4 temmuz 2015 cumartesi günü 17.00’dan itibaren Fenerbahçe Parkı ve Fenerbahçe Khalkedon’a konuşlanmış sahnelerde ücretsiz olarak gerçekleştirilen Parklarda Caz konseri, The Soul Rebels Brass Band ve Gettysburgh College Jazz Ensemble gibi uluslararası arenada rüştünü kanıtlamış bando ve caz orkestralarını, genç cazcılarla aynı etkinlikte buluşturarak İstanbullulara açık hava şenliği yaşatıyor.
Etkinliğin lokomotifi olacak 8 kişilik New Orleans’lı grup The Soul Rebels Brass Band, caz, funk, soul, hip-hop, rock ve pop müziği en iyi şekilde harmanladıkları müzikleriyle festival sahnesinin gözdelerinden..
“Gece Gezmesi”
2015 festival kapsamında ilk kez düzenlenecek “Gece Gezmesi” etkinliği, müzik şenliği ruhunu Kadıköy haritasına taşıyor. 8 temmuz 2015 çarşamba günü Kadıköy, Moda ve Yeldeğirmeni rotasında yer alan çeşitli konser mekânlarında, civar müzisyenlerin ev stüdyolarında ve atölyelerde, “Gece Gezmesi” kapsamında çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor. Bu etkinlikler, Türkiye’den alternatif/bağımsız müzisyenler ve cazın genç temsilcilerinin katılımıyla düzenleniyor.
22. İstanbul Caz Festivali, “Yaşam Boyu Başarı Ödülü”nün de Sahibi Emin Fındıkoğlu Konseri ile Başlıyor
22. İstanbul Caz Festivali, 27 haziran 2015 cumartesi akşamı 21.00’da Avusturya Başkonsolosluğu’nun Yeniköy’deki Avusturya Kültür Ofisi Bahçesi’nde başlıyor. Festivalin 2015 yılı Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü alan usta caz müzisyeni, piyanist ve besteci Emin Fındıkoğlu’nun, ilk kez seslendirilen bestelerine de yer verdiği yeni projesi Emin Fındıkoğlu+12 konseri, festivalin açılışını yapıyor.. Gece, Türkiye’de R&B vokalin aranan ismi Bora Uzer’in festivale özel projesiyle devam ediyor.
75 yaşındaki caz müzisyeni, aranjör ve besteci Emin Fındıkoğlu, liseyi izleyen yıllarda Cüneyt Sermet’in önerisiyle Arif Mardin’le başladığı müzik eğitimine burslu olarak Berklee School of Music’te devam etti. 1970’de İstanbul’da The Rhythm Section adlı caz klübünü açan Fındıkoğlu, 70’li yıllarda Onno Tunç ile kurduğu topluluklarla Türkiye caz müziğine büyük katkılarda bulundu. Sanatçı, Tuna Ötenel’le Euphony (1986) ve Detant (1999) adlı projeleri gerçekleştirdi. 1985’de Uluslararası Bilsak Caz Festivali’ni başlatan sanatçı, son on yıldır MİAM’daki caz derslerini sürdürüyor. Fındıkoğlu’na Yaşam Boyu Başarı Ödülü, açılış konserinden önce takdim ediliyor.
Cazın Genç Dehası Tigran Hamasyan İki Farklı Projeyle Festivalde
1987 Ermenistan doğumlu genç müzik dehası Tigran Hamasyan, iki özel konserle festivalin konuklarından. 3 yaşında piyano çalmaya başlayan Hamasyan henüz 18 yaşındayken Montreux Caz Festivali ve Thelonious Monk Enstitüsü’nün piyano yarışmalarında birincilik kazandı. Aynı yıl ilk albümü World Passion’ı çıkaran sanatçının 2011’de yayımlanan albümü A Fable, Fransa’nın Grammy’leri sayılan Victoires de la Musique ödülüne layık görüldü. The Guardian’ın hakkında “Hem groove dolu hitler yazabilen hem de birçok stili ustalıkla çalabilen bir virtüoz”; Herbie Hancock’un “Artık benim öğretmenim sensin” dediği Tigran Hamasyan’ın hayranları arasında Brad Mehldau, Chick Corea ve Herbie Hancock gibi isimler de yer alıyor.
Tigran Hamasyan’ın geleneksel Ermeni müziğini yorumladığı ilk konseri 30 Haziran Salı akşamı Aya İrini Müzesi’nde gerçekleştiriliyor. Oda korosu projesi olan “Luys i Luso” başlıklı konserde usta piyaniste Harutyun Topikyan yönetimindeki Erivan Devlet Oda Müziği Korosu eşlik ediyor. Dünyanın 100 farklı kilisesinde icra edilen projenin eylül 2015'te ECM etiketiyle bir albümü de yayımlanıyor.
Hamasyan, ertesi akşam Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda trio’suyla hareketli ve melodik bir caz akşamı için ikinci kez cazseverlerle buluşuyor. Sahne enerjisiyle indie-rock müzisyenlerini hatırlatan Hamasyan’a konserde basta Sam Minaie, davulda ise Arthur Hnatek eşlik ediyor. Şubat 2015'te çıkardığı son albümü Mockroot ile cazın genç yıldızları arasındaki yerini sağlamlaştıran Hamasyan, konserde yeni albümünden parçalar seslendiriyor.
Joan Baez, 11 Yılın Ardından Yeniden Açıkhava Sahnesi’nde
30’dan fazla albümle müzikte yarım asrı geride bırakan, aktivist kimliğiyle de popüler müziğin en önemli seslerinden kabul edilen efsanevi folk müzisyeni Joan Baez, unutulmaz baladlarıyla 11 yıl sonra festival kapsamında yeniden İstanbul’da. 1 temmuz çarşamba akşamı Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda düzenlenecek konserde Baez, Diamonds & Rust, Donna Donna, Queen of Hearts gibi kendi hitleri ve yeniden hayat verdiği House of The Rising Sun, Let it Be, Forever Young gibi klasikleri seslendiriyor.
1960’lı yıllardan beri koruduğu protest duruşuyla 68 kuşağının sembolleşen kadın müzisyenlerinden Joan Baez, 1969 yılında Woodstock’ın yıldız isimleri arasında yer aldı ve şarkıları yıllar boyunca öğrenci hareketi marşları olarak söylendi. Folk müziğinin sembol isimleri arasında yer alan Baez, 2007 yılında Grammy Müzik Ödüllerinin Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne layık görüldü. 2013’te sanat hayatının 55. senesini kutlayan Baez, en son 2004 yılında 11. İstanbul Caz Festivali’nin konuğu olarak Açıkhava Sahnesi’ndeydi.
Marcus Miller’la Afrika’dan Amerika’ya Uzanan Müzik Yolculuğu “Afrodeezia”
Yıllardır yayımladığı başarılı albümleri ve etkileyici tekniğiyle Türk seyircisinin yakından tanıdığı bas dehası Marcus Miller müzikal mirasının kaynağına döndüğü yeni projesi ve 10. albümü Afrodeezia ile bir kez daha festivalin konuğu oluyor. Nisan 2015'teki albümü için siyah müziğin izlediği rotadan ilham alan Miller, dinleyicileri yeni topluluğuyla Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’nde cazdan, Latin müziğine, afro beat’ten reggae’ye uzanan bir müzik yolculuğuna çıkarıyor.
Daha önce birçok kez İstanbul Caz Festivali’nin konuğu olarak konser veren Marcus Miller, 30 yılı aşkın müzik kariyerinde çocukluk idolü Miles Davis’in yanı sıra Aretha Franklin, Roberta Flack ve David Sanborn gibi pek çok ünlü sanatçıyla çalışmalarda bulundu; Joe Sample, McCoy Tyner, Elton John, Bryan Ferry, Jay Z ve LL Cool J’in de dahil olduğu 400’ün üstünde albümde bas gitarıyla yer aldı. Aldığı Grammy ödüllerinin yanı sıra 2013 yılında UNESCO barış elçisi seçilen Miller, UNESCO’nun kölelik karşıtı projesi “Slave Route”un da sözcüsü olarak atandı.
Bas Virtüözü Charnett Moffett ile “Nettwork” Gecesi
Bugüne kadar Wynton Marsalis, McCoy Tyner, Ornette Coleman gibi pek çok efsane isme eşlik ederek 200 kayıtta yer alan bas efsanesi Charnett Moffett, yıldızlarla dolu bir kadroyla festivalin konuklarından... Moffett, kariyeri boyunca dirsek temasında olduğu virtüözleri bir araya getirdiği son projesi NettWork’le, 3 temmuz cuma akşamı Sakıp Sabancı Müzesi’nde İstanbul’daki ilk konserini veriyor.
İki elini kullanarak çaldığı ‘tapping’ tekniğinin yaratıcısı, 4 kez Grammy’lerde aday gösterilmiş gitar virtüözü Stanley Jordan; çağdaş ve geleneksel caz müziği ile gospel, Latin, samba gibi farklı türleri bir araya getirmesiyle tanınan piyanist Cyrus Chestnut ve The Tonight Show with Jay Leno’daki performansıyla tanınan, hem Wynton hem de Branford Marsalis’in Grammy kazanan tüm kayıtlarında yer almış tek sanatçı olma ayrıcalığını taşıyan Jeff “Tain” Watts, “NettWork” gecesinde Moffett’e eşlik edecek isimler...
Avrupa Caz Kulübü konserlerinde Ediz Hafızoğlu’nun Konuğu Harald Lassen
3 temmuz 2015 cuma gecesi 22.30’da Avrupa Caz Kulübü konser serisi kapsamında dinleyicilerle buluşan Ediz Hafızoğlu Nazdrave projesinin konuk sanatçısı Harald Lassen olarak belirlendi. Pixel, Mopti gibi grupların saksafoncusu, Norveç genç caz sahnesinin önde gelen temsilcilerinden, üretken müzisyen Lassen, Hafızoğlu’na eşlik edeceği bu konserde festival dinleyicilerine alışılmadık bir konser deneyimi vaat ediyor.
Vokalist, Şarkı Yazarı ve Müzisyen Melody Gardot ile Sepetçiler Kasrı’nda Bir Gece
20. İstanbul Caz Festivali’ndeki performansıyla İstanbullu müzikseverleri kendine hayran bırakan Melody Gardot zarif, güçlü ve karakteristik vokalinin yanı sıra yepyeni şarkılarıyla bir kez daha festival seyircisiyle buluşuyor. Gardot, 6 temmuz 2015 pazartesi akşamı Sepetçiler Kasrı’nda. Konser öncesinde Polonya’nın en iyi caz müzisyenleri arasında gösterilen, basçı Wojtek Mazolewski beşlisiyle birlikte sahneye çıkıyor.
1985 yılında Amerika’da doğan genç sanatçı Gardot, 9 yaşında piyano çalmaya başladı ve 2006 yılında caz ile blues’u harmanladığı ilk albümü Worrisome Heart’ı yayımladı. Latin ritimleriyle blues tınılarını bir araya getirdiği My One And Only Thrill (2009) isimli albümü Grammy adayı oldu. Ardından yayımladığı The Absence (2012), Avrupa’da büyük bir ilgiyle karşılandı ve Amerikan Caz albümleri listesine bir numaradan girdi. Caz ve blues’un yanı sıra country ve folk etkileri de taşıyan, farklı müzikal renklerin karışımı bir sese sahip Gardot, çıkardığı üç albüm ve Baby I’m A Fool, Your Heart Is As Black As Night, If the Stars Were Mine gibi şarkılarındaki eşsiz yorumuyla ismini dünya çapında duyurdu.
BBC 2’deki Kült Televizyon Programının Yıldızı Jools Holland, Marc Almond ve Rhythm and Blues Orchestra ile Birlikte Açıkhava Sahnesi’nde
BBC 2’deki kült televizyon programı Later... with Jools Holland ile kendine büyük bir hayran kitlesi edinen usta piyanist Jools Holland, 20 kişilik dev orkestrasıyla ilk kez İstanbul’a geliyor. 7 temmuz 2015 akşamı Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’ndeki konserde Jools Holland & His Rhythm and Blues Orchestra’ya eşlik eden sürpriz isim ise şarkıcı ve söz yazarı Marc Almond.
Çocukluğundan bu yana tam bir müzik tutkunu olan Jools Holland, ilk olarak 1970’lerin new wave akımından etkilenen “Squeese” isimli pop grubuna katıldı. Grubun milyonlar satan hit şarkılarında büyük payı olan Holland, 1981’de gruptan ayrıldı ve solo kariyerine başladı. Dönüm noktası 1992’de BBC2 kanalında sunmaya başladığı Later... with Jools Holland adlı müzik programı oldu. Son albümü Sirens of Song’da Imelda May, Joss Stone, Amy Whinehouse, Emeli Sande gibi önemli vokallerle çalışan Holland, festivaldeki konserinde dinleyicilere ekibiyle birlikte caz, R&B, soul, gospel ve funk klasiklerinden kendi bestelerine uzanan eğlenceli bir müzikal yolculuk vaat ediyor. Son albümünde beraber çalıştığı, “rockabilly” türüne yeniden hayat veren İrlandalı şarkıcı Imelda May ise Holland ve orkestrasından önce sahne alarak Dublin sokaklarının enerjisini konsere taşıyıyor.
Buena Vista Social Club ile Dünyayı Turlayan Caz Piyanisti Roberto Fonseca ve 2013 Glastonbury Performansıyla Devleşen Malili Fatoumata Diawara Aynı Sahnede
Buena Vista Social Club ile dünyayı turlayan Kübalı caz piyanisti Roberto Fonseca ve Damon Albarn’dan Herbie Hancock’a, Amadou and Mariam’dan, Paul McCartney ve Roots’a sayısız isimle birlikte çalışmış Malili müzisyen ve şarkıcı Fatoumata Diawara, sıcak ve ritmik bir Afro-Latin müzik akşamı için 8 temmuz 2015 çarşamba akşamı Feriye Lokantası’nda bir araya geliyor.
8 yaşında piyano çalmaya başlayan Roberto Fonseca, ilk önemli performansını 15 yaşındayken Havana Uluslararası Caz Festivali’nde sergiledi. 2001 yılında İbrahim Ferrer’in orkestrasına katılan Fonseca, tüm dünyada 400’den fazla performans gerçekleştirerek Ruben Gonzalez, Cachaito, Guajiro Mirabal gibi pek çok ünlü isimle aynı projede yer aldı. Fatoumata Diawara, La Genese (1999) ve Sia, le reve du python (2001) filmleriyle adını duyurduktan sonra dünyaca ünlü sokak tiyatrosu Royal de Luxe ile birlikte Kirikou et Karaba müzikalinde rol aldı. müzisyen ve dansçı Diawara, perküsyon, gitar ve vokalini birleştirdiği ilk albümü Fatau ve Kanou adlı EP’sini 2011 yılında yayımladı. Sanatçı, 2013 yılında Glastonbury festivalindeki performansıyla unutulmaz bir konsere imza attı.
“Ustalarla Buluşmalar” 2015'te İran’dan Norveç’e uzanıyor: Mahsa Vahdat, Tord Gustavsen ve Fahrettin Yarkın Birarada
İstanbul Caz Festivali kapsamında 2006 yılından bu yana Türk müziği ile benzer kaynaklardan beslenen dünyaca ünlü sanatçıları, ülkemizden usta isimlerle yeni ve özgün üretimler sergilemek üzere bir araya getiren “Ustalarla Buluşmalar” konserleri bu yıl yine özel bir projeyle devam ediyor. 9 temmuz 2015 perşembe akşamı İstanbul Erkek Lisesi Bahçesi’nde gerçekleştirilecek “Ustalarla Buluşmalar” konserinde İranlı sanatçı Mahsa Vahdat, Norveçli piyanist Tord Gustavsen ve İstanbullu vurmalı çalgılar ustası Fahrettin Yarkın sahneden seyircilere müzikleriyle birlikte sesleniyor.
Geleneksel İran müziğinin çağdaş yorumcusu ve ifade özgürlüğü savunucusu, Tahran doğumlu Mahsa Vahdat, küçük yaşlarda müzik ve şan eğitimi almaya başladı. Dönemin, kadına getirdiği şarkı söyleme yasağına rağmen kardeşi ile birlikte yayımladıkları Songs From The Persian Garden isimli albümle büyük ilgi gören sanatçı, dünyanın çeşitli festivallerinde birçok başarılı müzisyenle birlikte sahne aldı. Piyanist ve besteci, Norveç cazının önemli temsilcisi Tord Gustavsen, Silje Nergaard ve Kristin Asbjørnsen gibi sanatçılarla ortak projelerde yer aldıktan sonra yoluna Tord Gustavsen Trio, Tord Gustavsen Ensemble ve Tord Gustavsen Quartet gibi projeleriyle devam etti. Dünyanın çeşitli yerlerinde konserler, dersler ve seminerler veren müzisyen Fahrettin Arkın ise 2005 yılında Topkapı Sarayı’nda sahnelenen Lirik Tarih Gösterisi’nde grubu ile birlikte yer aldığı performansla büyük ilgi topladı. Arkın, Türk Müziği’nde ritim kavramını anlatan kitap çalışmasına da devam ediyor.
Irak kökenli Amerikalı trompetçi Amir El Saffar, “Ustalarla Buluşmalar” konserinden önce 19.30’da sahne alıyor. 2006 yılında çıkardığı ve Arap makam müziğini caz doğaçlama tekniğiyle birleştirdiği Two Rivers albümü büyük ilgi gördü. 2006 yılından bu yana üç stüdyo albümü daha yayımlayan sanatçı, Randy Brecker, Cecil Taylor gibi isimlerle aynı sahneyi paylaştı.
“Caz İçin Tuhaf Bir Yer”: The Bad Plus ve Joshua Redman
Yaratıcı ve eğlenceli yorumlarıyla tanınan avangard-caz üçlüsü The Bad Plus, günümüzün en karizmatik saksofon virtüözlerinden Joshua Redman ile festival sahnesinde güçlerini birleştiriyor. 10 temmuz 2015 cuma akşamı ENKA Eşref Denizhan Açık Hava Tiyatrosu’ndaki konserden önce, Avrupa cazının parlayan yıldızlarından Fransız akordeon sanatçısı Vincent Peirani, beşlisiyle sahnede.
Reid Anderson (akustik bas), Ethan Iverson (piyano) ve David King’den (vurmalı çalgılar) oluşan Amerikan caz grubu The Bad Plus, üçlü olarak ilk kez 1989 yılında sahne aldı. Kendi adlarını taşıyan ilk albümlerini 2001 yılında yayımlayan ve Abba, Blondie, Nirvana, Neil Young, Ornette Coleman’ın parçalarını kendi tarzlarında yorumladıkları 5 albümleri bulunan grup, müziklerinde rock ve pop müziğin esintilerini hissettiriyor. Karizmatik caz sanatçısı ve saksofonist Joshua Redman ise kendi adını taşıyan ilk albümünü 1993 yılında yayımladı. Solo performanslarının yanında Brad Mehldau, Christian McBride, Kurt Rosenwinkel gibi pek çok önemli isimle birlikte çalışan Redman, The Bad Plus’la imza attığı özel konserlerden birini festival kapsamında İstanbul’da gerçekleştiriyor.
Caz Sıcağına “Kuzey Işıkları”: Sly & Robbie, Nils Petter Molvaær, The Asteroids Galaxy Tour
11 temmuz 2015 cumartesi günü 19.00’da, KüçükÇiftlik Park’taki Kuzey Işıkları konserinin yeni grubu, dinleyenleri adeta hareketli bir galaksi turuna çıkaran The Asteroids Galaxy Tour olarak belirlendi. İlk çıkışlarını 2007’de Kopenhag’da Amy Winehouse’un alt grubu olarak yapan grup, 2009 yazında Katy Perry’ye eşlik ettikleri konserlerle takipçi kitlesini genişletti. Müziğin farklı mecralarını keşfetmeyi görev edinen The Asteroids Galaxy Tour, eylül 2014’te yayımlanan son albümleri Bring Us Together ile dinleyicilere “ayda parti” konseptli şarkılarını sunarak yine müzikal bir macera yaşattı. Grup, İstanbul’daki bu ilk konserinde de izleyicileri kendilerini durduramayacakları ritimlerle cezbedip, funk, disko ve trip-hop’la bezeli fütüristik bir dansa davet ediyor. Mette Lindberg (vokal), Lars Iversen (prodüktör), Mikkel Balster Dorig (gitar), Simon Littauer (MPC ve tuşlu çalgılar) ile Rasmus Littauer’den (davul) oluşan ise Danimarkalı saykodelik-pop grubu The Asteroids Galaxy Tour, Kuzey Işıkları konserinin sürpriz isimlerinden.
Gecenin finalini ise Norveç’in elektro caz alanındaki en önemli isimlerinden Nils Petter Molvær (trompet), Jamaika’nın groove ustaları, Grammy ödüllü Sly Dunbar (davul) ve Robbie Shakespeare’dan (bas) oluşan Sly & Robbie ikilisi ile buluşacağı konserle yapıyor. Bu usta müzisyenlere sahnede Norveç’in caz müziğine yeni soluklar kazandıran ünlü gitaristlerinden Eivind Aarset ve elektronik müzik dehalarından Vladislav Delay de eşlik ediyor. Bugüne kadar 200 bin kayıtta yapımcı ya da müzisyen olarak yer alan, reggae müziğin en önemli bas ve davul ikilisi Sly & Robbie, Norveçli usta caz trompetçisi Nils Petter Molvaær ile sıra dışı bir konser için festivalde buluşuyor. Jamaika’nın groove ustaları ve dünyanın en iyi davul-bas ikililerinden, Grammy ödüllü Davulcu Sly Dunbar ve basçı Robbie Shakespeare, Grace Jones’dan Mick Jagger’e birçok uluslararası yıldızla çalışmaları ve yer aldıkları her projeye kendi groove anlayışlarını katmalarıyla tanınıyor. Norveç’in elektro caz alanındaki en önemli isimlerinden Nils Petter Molvær’le birlikte sahnede olacak ekibe, gitarda yine Norveç caz sahnesinin aktif isimlerinden Eivind Aarset ve elektronik müzik dehalarından Vladislav Delay eşlik ediyor. Sadece 2015 yazına özel olarak tasarlanan bu projede müzisyenler ilk defa aynı sahnede olacak ve cazdan dub’a, elektronik müzikten dünya müziğine izleyenleri keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. 11 temmuz 2015 cumartesi akşamı KüçükÇiftlik Park’taki konserden önce Korhan Futacı ve Kara Orkestra, İstanbul’un kaosunu ve deliliğin müzikal hikâyesini kendi stilleriyle dinleyicilere anlatıyor.
Süper Starlardan Oluşan Bir Quartet: Chris Potter, Dave Holland, Lionel Loueke, Eric Harland
Saksofonda Chris Potter, basta Dave Holland, gitarda Lionel Loueke ve davulda Eric Harland; cazın yıldızları aynı sahnede buluşuyor. Underground gibi çok başarılı caz gruplarının lideri Chris Potter ve Bill Evans, Miles Davis gibi cazın en büyük isimleri ile çalmış, son dönemde gerçekleştirdiği quartet ya da big band projeleri ile aralarında Grammy de olan sayısız ödüle layık görülen Dave Holland, 13 temmuz 2015 pazartesi akşamı Cemal Reşit Rey’de bir araya geliyor. Blue Note plak şirketinin müzisyeni Lionel Loueke ile Charles Lloyd, Stefon Harris gibi isimlerle düzenli olarak çalışan, son dönem caz sahnesinin en faal ismi davulcu Eric Harland’ın da katılmasıyla tamamlanan bu quartet, caz severleri oldukça tatmin edecek eşsiz bir gece vaat ediyor.
Sinatra & Lady Day: Terri Lyne Carrington’ın Müzikal Direktörlüğünde Aloe Blacc, Oleta Adams Frank Sinatra’yı 100. Yılında Anıyor
İstanbul Caz Festivali, Frank Sinatra’nın 100. doğum yılını muhteşem bir konserle kutluyor; Sinatra ve kariyerinin ilk döneminde ilham perisi olan Billie Holiday’den şarkılar eşliğinde eşsiz bir müzik projesi festival takipçilerini bekliyor. 14 temmuz 2015 salı günü 21.30’da, Almanya Sefareti Tarabya Yazlık Rezidansı’ndaki konserin müzik direktörlüğünü 2 kez Grammy Müzik ödülüne layık görülen ünlü caz davulcusu Terri Lyne Carrington yapıyor.. Konserde, pop ve R&B dünyasının sevilen müzisyenlerinden Aloe Blacc ve Oleta Adams, Sinatra ile Holiday’in unutulmaz şarkılarını seslendiriyor.
Sahnedeki isimlerden Amerikalı şarkıcı, söz yazarı ve rapçi Aloe Blacc, I Need a Dollar ve The Man gibi listelerde bir numaraya oturan şarkılarıyla hafızalara kazındı. Üçüncü solo albümü Lift Your Spirit ile folk, soul ve pop türlerini başarılı bir şekilde harmanladı ve ünlü elektronik müzik prodüktörü Avicii ile beraber yaptıkları Wake Me Up isimli şarkısı ile de büyük başarı kazandı. Blacc, insanın günlük rutini, her gün yaşadığı zorluklar ile tükenmeyen umudunu ele alan şiirsel sözlerini güçlü besteleriyle birleştiriyor. 1990’ların başından bu yana soul ve R&B dünyasının en sevilen vokalistleri arasında yer alan Oleta Adams, bugüne kadar çıkardığı sekiz solo albüm ile İngiltere ve Amerika müzik listelerinde önemli başarılar kazandı. Bugüne kadar Tears for Fears, Phil Collins, Michael Bolton ve Luther Vandross gibi isimlerle gerçekleştirdiği dünya turlarının yanı sıra dört Grammy adaylığı elde etti.
Festival 15 temmuz’daki Kapanışını, Michael Kiwanuka, Hiatus Kaiyote ve Theo Croker Yapıyor
15 temmuz 2015 çarşamba akşamı 19.00’da, KüçükÇiftlik Park’taki festivalin kapanış konserinde, soul ve folk müziğin Londralı yükselen genç yeteneklerinden şarkıcı-söz yazarı Michael Kiwanuka ilk kez İstanbullularla buluşuyor. Konserden önce ise sahnede sırasıyla, AfroPhysicist ile 2014'ün en iyi caz albümleri arasında gösterilen Theo Croker ve son yılların yükselen Avustralyalı neo-soul grubu Hiatus Kaiyote müzikseverlerle hareketli bir kapanış akşamı yaşatıyor.
Kuzey Londralı genç müzisyen Michael Kiwanuka, ilk albümü Home Again’i 2012 yılında yayımladı. Aynı yıl Mercury Müzik Ödülülleri’nde aday olarak gösterilen albüm, oldukça etkili ve duygu yüklü sound’uyla müzik eleştirmenleri tarafından olumlu yorumlar aldı. BBC’nin Sound of 2012 ödülünü de kazanan Kiwanuka, ardından Adele, Stevie Wonder ve Alabama Shakes gibi başarılı isimlerle turnelere katıldı ve Mumford&Sons’la birlikte yaptıkları performanslarla adından söz ettirdi. Yine 2012 yılında I’m Getting Ready single’ındaki Lasan şarkısı için The Black Keys’in vokalisti Dan Auerbach ile yaptığı işbirliği ve 2013’de Jack White’ın Nashville’deki stüdyosuna daveti üzerine birlikte besteledikleri You’ve Got Nothing To Lose ile Town Van Zandt’s’ın Waiting Round To Die şarkısının cover’ı ile de dikkatleri üzerine çekmeye devam etti. Jimi Hendrix, Bill Withers, Otis Redding, Bob Dylan, Joni Mitchell gibi başarılı müzisyenden etkilenen Michael Kiwanuka, hem harika bir ses, hem de harika bir söz yazarı olarak tanınıyor. 1987 doğumlu sanatçı, Bill Withers’ın yanı sıra Van Morrison ve The Temptations gibi isimlerle de karşılaştırılıyor.
Gecede sahne alan Nai Palm, Paul Bender, Perrin Moss ve Simon Mavin'den oluşan Hiatus Kaiyote de 2013 yılında Nakamarra şarkısıyla Grammy'e aday oldu. İlk albümleri Tawk Tomahawk'ı 2012 yılında yayımlayan grup, ikinci albümleri Choose Your Weapon'ı 2015'in mayıs ayında takipçileriyle buluşturuyor. Florida doğumlu Theo Croker ise, caz efsanelerinin mezun olduğu Oberlin Konservatuarı’nı tamamladı. Klasik cazın yanı sıra çağdaş klasik müzik, hip-hop ve rap gibi farklı müzik türlerinden de etkilenen Croker, son olarak 2014’te Dee Dee Bridgewater’ın prodüktörlüğünde yayımlanan albümü AfroPhysicist ile dinleyicilerle buluştu. Roy Hargrove ve David Gilmore gibi konuk sanatçıların da bulunduğu albüm, 2014 yılının en iyi caz albümlerinin arasında gösterildi.
Salon’da Avrupa Caz Kulübü Geceleri
Türkiye caz sahnesinin başarılı isimlerini Avrupalı ustalarla özel projelerde buluşturan ve bir araya gelmeyecek müzisyenlere adeta bir “jam session” olanağı sunan “European Jazz Club - Avrupa Caz Kulübü” serisi 9. yılında yepyeni projelerle sürüyor. Konser serisi, bu yıl da İstanbul Caz Festivali boyunca Salon İKSV’de devam ediyor.
WeeD Feat. Ernst Reijseger, 30 haziran 2015 salı, 21.30
Çağdaş müziğin ikonik ismi John Cage ile Harvard Üniversitesi bünyesinde ve Amerika’nın çeşitli yerlerinde performanslar ve dünya prömiyerleri gerçekleştiren Şenol Küçükyıldırım, gitarda Çağlayan Yıldız ve Şevket Akıncı'nın ve bas gitarda Murat Çopur'un olduğu WeeD ile birlikte seslerin sınırlarında gezinerek keşfedilmemiş olanın izini sürüyor. WeeD’e bu konserde Hollandalı çellist Ernst Reijseger eşlik edecek. Ernst Reijseger, Werner Herzog’un film müziklerinden klasik ve çağdaş müziğe birçok alanda eser vermiş, çellosunu çok yaratıcı bir şekilde kullanabilen usta bir isim.
Dave Allen Band feat. Michael Griener, 8 temmuz 2015 çarşamba, 21.30
Etkileyici tekniği ve güçlü melodileriyle dikkatleri çeken gitarist Dave Allen, Amerika dışında Avrupa ve Asya’da da David Liebman, Mark Turner, Jeff Ballard, Marcus Gilmore gibi birçok caz sanatçısıyla birlikte çalıştı. Uzun yıllardır Türkiye’de yaşayan Dave Allen, grubu ve bateride harikalar yaratan Alman caz müzisyeni Michael Griener ile birlikte sahne alacak.
Başak Yavuz Band feat. Vincent Peirani, 9 temmuz 2015 perşembe, 21.30
İstanbul Caz Festivali dahil olmak üzere New York, Montreal ve İstanbul’un çeşitli kulüplerinde sahneye çıkmış caz vokalisti Başak Yavuz, Tamer Temel, Adem Gülşen, Alper Yılmaz ve Erdem Göymen’den oluşan grubuyla birlikte Fransız akordeoncu Vincent Peirani ile aynı sahneyi paylaşıyor. Peirani, 10 temmuz 2015 cuma akşamı ise The Bad Plus ve Joshua Redman konseri öncesinde ENKA Eşref Denizhan Açık Hava Tiyatrosu’nda sahne alıyor.
Burak Bedikyan European Quartet, 14 temmuz 2015 salı, 21.30
Gerek kendi liderliğindeki projelerle, gerek yerli ve çoğunlukla yabancı ustalarla beraber “Sideman” kimliğiyle Türkiye'nin en çok tercih edilen müzisyenleri arasında üst sıralarda bulunan piyanist Burak Bedikyan ve quartet’i 2015'te festivalde yer alıyor. Bedikyan, kuşağının en üretken saksofon sanatçıları arasında kabul edilen Andy Middleton, yaratıcılığın ön planda olduğu doğaçlamalarıyla caz çevrelerinin aranılan kontrbas sanatçısı olan Johannes Strasser ve uzun yıllar Art Farmer Beşlisi’nde yer alan müzisyen Joris Dudli’yle biraraya geliyor. [KanalKultur]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder