İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 19. İstanbul Tiyatro Festivali, 9 mayıs - 5 haziran 2014 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşuyor. Festivalde, yurtdışından 7, Türkiye'den 33 tiyatro, dans ve performanstan oluşan 100'e yakın gösterim sunuluyor.
19. İstanbul Tiyatro Festivali, 9 Mayıs Cuma akşamı Grzegorz Jarzyna'nın yönettiği Ne Yaptıysak Nafile... başlıklı oyun ile başlıyor.
Festival, Polonya'nın Genç ve Yenilikçi Yönetmeni Grzegorz Jarzyna'nın Oyunlarıyla Başlıyor
İstanbul Tiyatro Festivali'ne, 2014 yılının Polonya-Türkiye arası diplomatik ilişkilerin tesisinin 600. yıldönümü ile ilgili kutlamaların kültür programı çerçevesinde, Polonya tiyatrosunun genç ve yenilikçi yönetmenlerinden Grzegorz Jarzyna, Ne Yaptıysak Nafile... ve Nosferatu adlı iki oyunu ile konuk oluyor.
Festival, Grzegorz Jarzyna'nın yönettiği, Polonya edebiyatının ödüllü yazarı Dorota Maslowska'nın yazdığı etkileyici oyun Ne Yaptıysak Nafile... ile başlıyor.
Ne Yaptıysak Nafile... oyununda yazarın popüler kültür ve ulusal stereotiplerden, reklamların, dergi ve günlük gazetelerin yalan dolu dilinden yola çıkarak oluşturduğu metin dünyanın korkunç gerçeğine dönüşüyor.
TR Warszawa topluluğu tarafından sahnelenen oyunda, yönetmen Grzegorz Jarzyna, ustaca bir hokkabazlıkla gerçekdışı olgularla istediği gibi oynuyor. Sosyalizmin adının bile anılmadığı fakat kapitalizmin tüm gerçekliklerinin gözler önüne serildiği oyun, TR Warszawa ile Berlin Schaubühne am Lehniner Platz ortak yapımcığında sahnelenecek. 9 ve 10 mayıs'ta, oyunun ardından yazar Dorota Maslowska da seyircilerin sorularını yanıtlıyor. 31 yaşındaki genç yazar Maslowska, eserlerinde sergilediği pesimistik ve ironik dünya algısı ve dili olağanüstü kullanım şekliyle tanınıyor.
Festivalin "Onur Ödülü" Grzegorz Jarzyna'ya
1998 yılından itibaren TR Warszawa'nın sanat yönetmenliğini üstlenen Grzegorz Jarzyna, aynı zamanda 2006'da başladığı kurumun genel müdürlüğü görevini de sürdürüyor. Klasik tiyatro yapıtlarının oldukça cesur denilebilecek yeni uyarlamalarıyla ünlenen Grzegorz Jarzyna, Avrupa'nın tanınmış romanlarını Varşova'da sahneye uyarlaması ve güncel "kışkırtıcı" metinleri sahnelemesiyle tanınıyor.
Polonya Tiyatrosu Üzerine Söyleşi ve Film Gösterimi
Grzegorz Jarzyna, festival izleyicisiyle ayrıca 11 mayıs 2014 pazar akşamı 17.30'daki söyleşide buluşuyor. Yönetmenin The Tropical Craze'den bölümlerin gösterildiği söyleşide, katılımcılar, sorularıyla hem Jarzyna'yı hem de son dönem Polonya tiyatrosunu daha yakından tanıma fırsatını elde ediyor. Söyleşinin ardından Grzegorz Jarzyna'nın Edinburgh Festivali'nde büyük beğeni toplayan oyunu 2007: Macbeth'in de DVD gösterimi ücretsiz yapılıyor.
Grzegorz Jarzyna'nın yazıp yönettiği "Nosferatu"
Grzegorz Jarzyna'nın yazıp yönettiği ve TR Warszawa ve Teatr Narodowy tiyatrosunun sahnelediği bir diğer oyun ise Nosferatu. Grzegorz Jarzyna'nın Bram Stoker'ın gotik öyküsü Dracula romanından esinlenerek sinemanın görsel öğeleriyle zenginleştirerek sahneye aktardığı oyunda gerçeklik ve bilinçaltı arasında yaşanan gelgitler sahne diliyle ortaya koyuluyor. Popüler kültürün ikonuna dönüşen Dracula ve vampir öykülerinin bu kez tiyatro sahnesinde farklı bir dille seyircinin karşısına çıkacağı Nosferatu, 13 ve 14 mayıs tarihlerinde 20.30'da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde..
Festivalde Shakespeare Yılı
2014 yılının William Shakespeare'in 450. doğum yılı olması nedeniyle yapılan kutlamalar kapsamında 19. İstanbul Tiyatro Festivali programında yerli ve yabancı birçok yapımın yanı sıra söyleşi, panel, atölye çalışması ve belgesel gösterimi de yer alıyor.
Shakespeare Oyunlarının Yenilikçi Topluluğu, Propeller Theatre Company
Festival, günümüzde Shakespeare'in oyunlarını sahneleyen topluluklar arasında önemli bir üne ve yere sahip olan Propeller Theatre Company'yi British Council'ın üç yıl sürecek Shakespeare Programı kapsamında ilk kez İstanbul'da ağırlıyor. 1990'lı yıllarda erkek oyunculardan oluşan bir kadroyla kurulan ve sadece Shakespeare oyunlarını sahneleyen topluluk, festival kapsamında Bir Yaz Gecesi Rüyası ve Yanlışlıklar Komedyası oyunlarıyla toplam beş gösteri gerçekleştiriyor. Her iki oyunu da topluluğun aynı zamanda sanat yönetmeni olan, festivalin Onur Ödülü'nü alacak Edward Hall sahneye koyuyor.
Bir Yaz Gecesi Rüyası'nda aşkın ve yanılsamanın çatışması, kraliyet düğünleri öncesinde birbirlerine âşık iki insanın hikâyesi anlatılıyor. Oyunlarda metin ile çağdaş estetik görünümü, çok titiz bir yaklaşımla birlikte ele alıp işleyen Propeller Theatre Company, bu oyun için sahnede maske, animasyon, her türlü klasik ve modern projeksiyonla her yaşa hitap eden müzik türleri kullanıyor.
Propeller Theatre Company'nin festival programında yer alan ikinci oyunu ise Yanlışlıklar Komedyası. Shakespeare'in eğlenceli ve akıl oyunlarıyla dolu bu oyununda, ikiz kardeşlerin doğumlarından itibaren önce birbirleriyle ayrı düşmesi; tam 25 yıl sonra ise aynı şehrin bir evinde, bambaşka ve oldukça komik durumlar içeren bir halde yeniden buluşmasına yer veriliyor. Bu andan itibaren bir dizi yanlış anlamalar, karakterlerin karmakarışık olan tutumları ve artık zamanın ötesinde yaşanmaya başlayan olaylarla evdeki tüm aile bireylerinin nasıl büyük bir krizin eşiğine geldiği anlatılıyor.
Shakespeare Oyunlarının Yerli Uyarlamaları
Altıdan Sonra Tiyatro-Pangar, Kral (Soytarım) Lear oyunu ile festivalin konuklarından. İstanbul Tiyatro Festivali'nin ortak yapımcılığını üstlendiği, Yiğit Sertdemir'in yönettiği ve uyarladığı Shakespeare'in ünlü tragedyası, Lear'a en yakın kişi olan Soytarı'nın gözünden sahneleniyor. Oyun grotesk dille yeniden yaratılarak, seyirciyle "soytarıca" bir Lear hikâyesi paylaşılıyor. Kral (Soytarım) Lear oyununda, Tomris İncer, Güven Kıraç, Demet Evgar, Okan Yalabık, Umut Kurt, Berkay Ateş ve Sezin Akbaşoğulları sahne alıyor.
Oyunbaz topluluğu ise Abdullah Cabaluz yönetmenliğinde "insanlığın absürt trajedisi" Shakespeare'in Kral Lear oyununu; Bakırköy Belediye Tiyatroları, Mehmet Birkiye yönetmenliğinde Shakespeare'in, iki genç sevgilinin tutkulu aşkını ve ailelerinin düşmanlığından dolayı birbirlerine kavuşamama öyküsünü anlattığı Romeo & Juliet oyununu sahneliyor.
Çiğdem Selışık Onat ve Hayati Çitaklar'ın Shakespeare'in Hamlet'inden uyarladığı Derme Çatma Hamlet ise sosyal kimlikleri meçhul olan birkaç kişinin, dağılmış halde buldukları Hamlet oyununu birleştirme sürecini anlatıyor. Hikâye öngörülemeyen boyutlara doğru geliştikçe, oyun kişilerinin paralel olasılıklara, başka hayatlara, aynı bedende farklı Hamlet karakterlerini tecrübe etmelerine dair bir firar ve bölünme hikâyesi, "olmak" üzerine bir araştırmadır.
Baltic Dance Theatre
2010 yılında dansçı ve koreograf Izadora Weiss'ın öncülüğünde genç ve yetenekli dansçıların girişimiyle kurulan Baltic Dance Theatre, Shakespeare'in "zamansız" olarak nitelenen ünlü komedisi Bir Yaz Gecesi Rüyası'nda müziğin ve dansın diliyle, teknolojiye çok fazla başvurmadan nasıl da akıcı olarak sunulabileceğinin bir örneğini gösteriyor. Ünlü müzisyen Goran Bregovic'in imza attığı film müziklerinin kullanıldığı, kostümlerini ise Polonyalı ünlü modacı Gosia Baczyńska'nın tasarladığı gösteri, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde...
Opole Theatre
Festival, Krzysztof Garbaczewski ile Emre Koyuncuoğlu'nun, Marcel Proust ve Orhan Pamuk'un romanlarından esinlenerek yazıp yönettiği, Opole Theatre'ın Proust-Pamuk-Bellek başlıklı oyununun dünya prömiyerine ev sahipliği yapıyor. Proust-Pamuk-Bellek projesi kültürel bir kategori olarak bellek, bireysel bellek, kültür olarak bellek, bellek olarak kültür ve nihayetinde kimliğin ve bilincin bir unsuru olarak bellek kategorilerine odaklanıyor.
Yenilikçi Yönetmen Thomas Ostermeier'den Çarpıcı Bir Oyun
Geçtiğimiz festivalde ünlü yönetmen Thomas Ostermeier'in Hamlet yorumuyla yer alarak seyircilerin hayranlığını kazanan Schaubühne Berlin, bu yıl da Henrik Ibsen'in yapıtı Bir Halk Düşmanı ile festivalin heyecanla beklenen konuklarından. Özellikle son çalışmalarıyla dünyada büyük bir beğeniyle takip edilen Thomas Ostermeier, çarpıcı, keskin ve son derece zekice ele aldığı Bir Halk Düşmanı'nda, dramaturg Florian Borchmeyer ile birlikte yazarın ruhuna tamamen sadık kalarak yapıtın eleştirel yönünü kusursuz bir biçimde günümüze taşıyor. Oyunun bu güncel ve mizah dolu yorumu, güçlü finaliyle de seyircilerini oyunun sonundaki tartışmaya dahil ediyor.
Yerli Yapımlar
19. İstanbul Tiyatro Festivali programında, ilk kez seyirciyle buluşan, 33 tiyatro, dans ve performanstan oluşan 100'e yakın gösterime yer veriyor.
Çağımızın en büyük entelektüellerinden biri olan Heiner Müller'in Shakespeare'in Hamlet'inden esinlenerek yazdığı Hamlet Makinesi, İstanbul Devlet Tiyatrosu tarafından sahneleniyor. Yönetmenliğini Ayşe Emel Mesçi, dramaturjisini Füsun Ataman Berke'nin yaptığı oyun taşlaşmış tarih anlayışından diktatörlerin yıkımına, kadınlara uygulanan baskı ve şiddetten, devrimlere kadar pek çok temaya değiniyor.
"Sözün büyücüsü" olarak anılan Boris Vian'ın son oyunu İmparatorluk Kuranlar Yahut Şümürz, kendi ihtiyaçları adına dünyayı reddeden kişilerin en gizli ve karanlık tutkularına yolculuk ederek, trajikomik karakterleri aracılığıyla kaybetmeyi ve son yüzleşmeye kadar her şeyin inkârını gözler önüne seriyor. Hayal Perdesi, kurucularından Selin İşcan'ın projelendirdiği bu ilk oyununu, ünlü Makedon yönetmen Aleksandar Popovski'nin yönetmenliğinde festivale hazırladı: İmparatorluk Kuranlar Yahut Şümürz...
Özgürlüğün Bedeli, Montserrat adlı bir subayın yardımıyla İspanyol askerlerinin elinden kaçmayı başaran özgürlük savaşçısı Simón Bolívar'ı ve ardından Montserrat'ya yapılan işkenceleri anlatıyor ve insanlığın özgürlüğüne kavuşabilmek için neleri feda edebileceğini sorguluyor. Barış Erdenk'in yönettiği, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları tarafından sahnelenen oyunun kadrosunda Sermet Yeşil, K. Sinan Demirer, Mert Kırlak, Burcu Tutkun, Oruç Berkay Akın, Emir İzci, Hakkı Kuş, Nagihan Orhan, Emre Demirci, Yalçın Özen, Umut Bazlama, Ozan Çolak ve Celal Örnek yer alıyor.
Koreografisi Aslı Bostancı'ya ait olan The Last Unicorn, sahne üzerinde gerçeküstü bir varlık yaratmak üzerine odaklanıyor. Üst boyutlardan dünyamıza düşmüş bir varlığın insanlığa "Hiçbir şey için geç değil ya da hiçbir şey tamamen kaybedilmiş değildir" mesajını veren gösterinin oyuncusu da Aslı Bostancı.
Mesut Arslan'ın yönettiği Aldatma oyunu, Onderhetvel, Platform 0090, Toneelhuis, Dommelhof, 'T Arsenaal, Wpzimmer ve İstanbul Tiyatro Festivali ortak yapımcığında. Oyunun çıkış noktası görsel sanatçı Lawrence Malstaf'ın NEVEL adını verdiği enstalasyonu. Sürekli olarak değişen ve aynı zamanda ekseni etrafında dönen dokuz duvarın içinde, Pinter'ın Aldatma adlı oyununda yer alan ilişkiler üçgeni farklı bir biçimde sorgulanıyor.
Darülbedayi'nin sahnelediği ilk oyun olarak tarihe geçen Çürük Temel'in hikâyesi, birinin geleceği, diğerinin itibarı, bir başkasının intikamına dönüşmüş, aile yadigârı bir fabrikanın etrafında gelişiyor. İlk kez 1916'da Hüseyin Suat Yalçın adaptasyonuyla oynanan Çürük Temel, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın 100. yılında, farklı bir okuma, çağdaş bir yorumla bir kez daha perde açıyor.
Konsept ve koreografisi Tuğçe Tuna'ya ait ‐‐. ‐‐. Gövde Gösterisi, farklı mekânlara özgü çalışmalarıyla tanınan Tuğçe Tuna ve RemDans Performans Kolektifi tarafından sahneleniyor. Bu çalışmasında Tuğçe Tuna, "gövde" teması üzerinden yola çıkarak, seyirciye farklı sorgulama alanları yaratmayı hedefliyor.
Biriken'in yeni projesi Tatyana, Aleksey Sergeyeviç Suvorin ile Anton Çehov'un Tatyana Repina adlı oyunlarından esinlenerek oluşturuldu. Çehov, bu oyunu yakın dostu ve yayıncısı Suvorin'in aynı adlı oyununun devamı olarak, sahnede intihar eden oyuncu Evlalia Kadmina'nın hikâyesinden esinlenerek kaleme alır. Biriken ise, Tatyana'nın gerçek ile kurgu arasındaki intihar eyleminin ve geri dönüşünün izini sürerek unutulmaya çalışılanları su yüzüne çıkarıyor.
Aydın Orak'ın yazıp yönettiği ve oynadığı, Tiyatro Avesta'nın sahneleyeceği Actor, bir aktörün oyun sahnelerken yaşadığı trajikomik durumları ve yaşanmış olayları anlatıyor. Grotesk ve kara komedi bir anlatımla sahneye taşınan oyunda, bir oyunun proje aşamasından, rejiye, oyunculuğa, turnelere ve seyircilere uzanan tiyatral yolculuğun tüm aşamaları aktarılıyor.
Yazar ve yönetmen Yeşim Özsoy Gülan'ın festival için özel olarak tasarladığı yeni yaratısı, Aşk & Faşizm, Gülan da dahil olmak üzere dört farklı ülkede yaşayan yazarların, Romanya'dan Gianina Cărbunariu, İskoçya'dan Linda McLean ve İspanya'dan Helena Tornero ile ortak bir çalışma yapılarak, bu isimlerin kendi deneyimlerinden yola çıkılarak kurgulandı. Birbirine zıt gibi görünen aşk ve faşizm başlıklarının günümüzde hayatımızı nasıl etkilediğine odaklanan oyun, GalataPerform ve İstanbul Tiyatro Festivali ortak yapımcılığında...
Lillian, Amerikan edebiyatının önde gelen ismi Lillian Hellman'ın polisiye edebiyatın seçkin yazarı Dashiell Hammet'ın komada geçirdiği son saatlerinde hatırladığı, yazarın çocukluğunu ve hayatını ele alıyor.
Çağdaş Amerikan tiyatrosunun önde gelen kadın yazarlarından, Pulitzer ödülü adayı ve PEN/Laura Pels International Foundation for Theater Award for an American Playwright ödüllü Theresa Rebeck, Göl Kıyısı oyununda Aeskhylos'un Oresteia tragedyasına modern bir uyarlama yapıyor.
İki Kapılı Ev, kanı kaynayan âşıklar, yanlış anlaşılmalar, gizli buluşmalar, esrarlı kayboluşlar, sır dolu suskunluklar, sevdanın kederiyle yüklü genç omuzlar, soylu beyzadeler ve cingöz uşaklar arasında cereyan eden fırtınalı bir eğlence sunuyor.
Yönetmenliğini Sami Berat Marçalı'nın yaptığı ve "Korku Tüneli", "Disosya", "Şapkalı O***** Çocuğu" gibi oyunların başarılı oyuncusu Murat Mahmutyazıcıoğlu'nun yazdığı ilk, sahnelenen ikinci oyunu Fü'de birbirinden çok farklı iki kardeşin, iki kuşağın, iki dünyanın sevgi çemberi anlatılıyor. Füreyya ve Münevver'in kalmak, gitmek, beklemek ve birbirine tutunmak üzerine kurdukları rutine, tıpkı Füreyya gibi tiyatro sevdasıyla yanıp tutuşan Sibel ve onun da hayatını renklendiren Erkan dahil oluyor.
Modern İngiliz tiyatrosunun en yetkin yazarlarından biri kabul edilen Edward Bond, Kırmızı Siyah ve Cahil'de nükleer bir patlamada ölü doğmuş bir insanın, yaşadığı halde yakın gelecekteki olası hayatını anlatıyor.
Her Yıl Kuşlar Geri Gelir, Ahmet Levendoğlu yönetmenliğinde Tiyatro Stüdyosu tarafından sahneleniyor. Şebnem Sönmez, Ziya Kürküt ve Şerif Erol'un rol aldığı oyunda, "yıkım uzmanı" olarak çalışan Ned görevi icabı gerek duyulmayan yapıları "patlatıp" yok eder. Bunların içinde hastanelerin ve eşinin de her gün uğradığı, semtin en sevilen buluşma yerlerinden birinin olduğunu umursamadan...
Şahika Tekand tarafından ilk kez 1994'te kaleme alınan ve 1995/96 tiyatro sezonunda sahneye konan Gergedanlaşma, Tekand tarafından geliştirilen performatif sahneleme ve oyunculuk yönteminin ilk özgün oyunlarından. Oyun, Studio Oyuncuları topluluğunun kuruluşunun 25. yılı dolayısıyla, Gergedanlaşma 2.014 adıyla Şahika Tekand tarafından güncellenmiş bir yeniden yazım ve sahnelemeyle, eğlenceli, yüksek ritimli bir çağdaş komedi olarak seyirci karşısına çıkıyor.
"Yeni Dalga"
İstanbul Tiyatro Festivali'nde, "Yeni Dalga" başlığı altında altı genç tiyatro ve dans topluluğunun gösterisi şehrin alternatif mekânlarından İkincikat-karaköy'de seyirciyle buluşuyor.
Didaskali Tiyatro'nun sahneye koyduğu Maşenka oyunu, İkinci Dünya Savaşı sonrası İstanbul'a yerleşmiş Rus göçmenlerin kaldıkları pansiyonu ve bu insanların ilişkilerini anlatıyor. Oyun, Vladimir Nabokov'un kendi anılarını paylaştığı ilk romanından esinlenilerek Çisil Oğuz ve Berker Zor tarafından yeniden yazıldı.
Georges Perec'in aynı adlı romanından Tiyatro Öteki Hayatlar tarafından sahneye uyarlanan Ücret Artışı Talebinde Bulunmak İçin Servis Şefine Yanaşma Sanatı ve Biçimi oyununda, ücret artışı talebinde bulunmak için servis şefiyle görüşmek isteyen kahramanın yaşadıkları ve sekreterle olan absürt diyaloğu anlatılıyor.
Motto Dans Kolektif'in, odak noktası olarak "eşiktelik" kavramı üzerine geliştirdiği Hiatus gösterisi, dansçıların hareket ve durağanlığın eşiğinde kimi olasılıklara yapılacak yolculuğuna tanık olmamızı sağlamayı hedefliyor.
Toksikoman Kolektif'in DNA'mı Muhafaza Et Ruhumu Yeniden Doğursunlar adlı oyunu bilincin sınırlarını zorlayan, kimin kim olduğunu bulmaya, araştırmaya çalışan sorgulamaları sahneye taşıyor.
Budalasultan Kolektifi, Kara Düzen adlı oyununda "İnsan, politik iktidar tarafından tanımlanan sınırları, toplu halde ve aynı anda ihlal ederse, oluşan yeni tanımsız alanda kendisiyle, toplumla ve iktidarla nasıl ilişkilenir?" sorusuna yanıt arıyor.
"Oyun Salonu"
Salon ve İstanbul Tiyatro Festivali ekiplerinin ortak çalışmaları sonucunda hayata geçirilen "Oyun Salonu" projesi, festivalde de devam ediyor. "Oyun Salonu" kapsamında dört genç tiyatro topluluğunun gösterisi Salon'da yer alıyor.
Ceren Ercan ve Gülce Uğurlu tarafından kaleme alınan İstenmeyen, Mısırlı bir pilot ve İstanbul'da Batılı referanslarla yetişmiş genç bir Türk kadınının, kültürlerarası oluşan önyargılar ve değişen politik koşulların içinde aşkı sürdürmenin yollarını aramasını ve kendisini bir kimlik sorgulamasının içinde bulmasını konu alıyor.
Kadınların insan yerine konmadığı, şiddetin sıradan bir olay gibi yaşandığı, savaşın artık kanıksandığı bir ülkede bir kadının, hep bastırmak zorunda kaldığı duygularını, üzüntüsünü, kaygısını, öfkesini ilk kez dışa vuruşu ve hayatı sorgulayışını konu eden Sabır Taşı, Atiq Rahimi'nin aynı adlı romanından Iraz Yöntem tarafından uyarlanıyor ve yönetiliyor.
Daha önce tek seyircilik oyun ve simülatif oyun kurgusu gibi türlerde denemeler gerçekleştiren Tiyatro Artı, Kalem'de seyir algısı üzerine yoğunlaşarak kurgusundan seyirciyi konumlandırmasına kadar farklı bir oyun düzeni yaratmayı hedefliyor.
2011 yılında Ebru Nihan Celkan tarafından kurulan buluTiyatro, Kabuklu Sürprizli Hayvanlar'da su baronlarının ve uzaklarda daha güzel yaşam alanlarının varolduğu yeni bir dünya düzeni sunuyor.
"Makas Oyunları, İstanbul Kısa Oyunlar Projesi"
2010 yılında İngiltere'de projenin yönetmenleri Emma Callander ve Hannah Price tarafından basit bir fikirden yola çıkılarak başlatılan Theatre Uncut, yönetmenler ve seçkin oyun yazarlarından güncel politik durumların ele alındığı kısa oyunları içeriyor. İlk üç yılında İngiltere, İskoçya, ABD, Arjantin, İspanya, Yunanistan, Suriye, İzlanda ve Mısır'dan oyun yazarlarının yer aldığı projenin oyunları on yedi ülkede sahnelendi. Proje, 2012 Edinburgh Festivali'nde, Theatre Uncut Fringe First, Herald Angel ve Scotsman Spirit ödüllerini aldı.
DOT, Theatre Uncut'ın kısa oyunlarından yaptığı özel seçkiyi Makas Oyunları ismiyle 2013/14 sezonunda İstanbul'da sahneledi. DOT, Theatre Uncut işbirliği ile gerçekleştirilen ve Şubat ayında İstanbul'da yapılan bir haftalık atölye çalışmasıyla başlayan Theatre Uncut İstanbul projesinin ilk okumaları ise festival kapsamında, DOT sahnesinde yapılıyor.
Festivalin Yan Etkinlikleri
19. İstanbul Tiyatro Festivali, programında festival süresince ünlü konuklar ile uzmanların katılacağı ücretsiz söyleşi, gösteri, film gösterimi ve atölye çalışmalarına da yer veriyor.
• Performans ve Söyleşi: Koreografik Kesitler & Söze Dökülen Düşünceler
Björn Säfsten, hareketten yola çıkarak insan bedenine yeni bir ışık tutuyor. Yaptığı çalışmalar gestus ve hareketin sınırlarında dolaşırken, koreografide kurgu ve kimliğin nasıl oluştuğu konusunda yol gösterici oluyor. İstanbul'a ilk kez İsveç Konsolosluğu'nun desteği ile gelecek olan Björn Säfsten, üzerine çalıştığı son projesiyle ilgili olarak dansçılarıyla açıklamalı bir performans gerçekleştiriyor.
• Söyleşi: İki Adam, İki Dünya, Tek Sahne: Muhsin Ertuğrul ve Vahram Papazyan
Tiyatro Boğaziçi ve Berberyan Kumpanyası ortaklığıyla hazırlanan Muhsin ve Vahram adlı oyun İstanbul doğumlu ünlü Ermeni aktör Vahram Papazyan'ın 1964 yılında Muhsin Ertuğrul'a yazdığı bir mektupta bahsettiği İstanbul ya da Ankara'da sahneye çıkma isteği hikâyesinden yola çıkıyor. Boğos Levon Zekiyan, Ayşegül Çelik ve Artsvi Bakhchinyan'ın konuşmacı olarak katıldığı söyleşide oyun üzerine konuşuluyor.
• Atölye Çalışması: "Kuram Atölyesi"
Kuram Atölyesi bireysel ya da kolektif soru sorma, fikir üretme, sorgulama ve tartışma süreçlerine özel bir önem atfeden akademi dışı bir girişim. 19. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında Ata Ünal, Ayşe Draz ve Özlem Hemiş tarafından yürütülen atölyede, kültürel, tarihsel, sosyal, sanatsal ve disiplinlerarası ilişkiler bağlamında tiyatro eleştirisini tüm yönleri, Türkiye ve dünyadaki durumuyla ele alınıyor.
• Belgesel Gösterimi ve Söyleşi: "Türkiye'de Şekspir Olmak"
Gülşah Özdemir Koryürek tarafından hazırlanan, ülkemizin en yetkin akademisyen ve sanat insanlarının görüşlerinin seyirci yorumlarıyla harmanlandığı belgesel, 1800'lü yıllarda Osmanlı sınırlarında başlayan ve günümüze kadar uzanan bir yolculuğun hikâyesini anlatıyor. Belgesel gösteriminin ardından, doğumunun 450. yılında dünya tiyatro tarihinin mihenk taşı William Shakespeare, Prof. Dr. Özdemir Nutku ile yapılacak bir söyleşiyle anılıyor.
• Atölye Çalışması: "Sedef Ecer ile Yazarlık Atölyesi"
Yazdığı Fransızca oyunlarla pek çok ödül alan Sedef Ecer, Fransa'da düzenli olarak oyun yazarlığı atölyeleri gerçekleştiriyor. Yazarın İstanbul'da yapacağı atölye çalışması, altı yazara ve bu yazarların yazım aşamasına eşlik edecek altı oyuncuya açık.
• Söyleşi: Farklı Disiplinlerde Shakespeare
Tiyatro tarihinin üzerinde en çok konuşulan, yazılan ve araştırılan yazarı William Shakespeare, 19. İstanbul Tiyatro Festivali'nde İstanbul Üniversitesi Haldun Taner Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen panelle tartışmaya açılıyor. Panelin amacı, farklı alanlardan farklı yöntemlerle Shakespeare'e bakan sosyal bilimcileri bir araya getirerek, tiyatro kuramı dışında yazarın oyunlarının, oyunlarında dile getirdiği durumların üzerinden bir tartışma platformu yaratmak.
• Atölye Çalışması: "Hareket ve Algılama"
British Council'ın işbirliğiyle düzenlenen atölye çalışması, Propeller Theatre Company'nin oyuncuları tarafından yürütülüyor. Özellikle beden hareketi ve hareketin seyirci tarafından nasıl algılanacağı konusunda yönetmenin neye dayanarak seçki yaptığı, oyun sırasında neleri ön plana çıkardığı üzerine çalışılıyor. Bu atölyede Bir Yaz Gecesi Rüyası'ndan parçalar üzerinde duruluyor.
• Atölye Çalışması: "Sahnede Müzik Kullanımı"
British Council'ın işbirliğiyle düzenlenen ve yine Propeller Theatre Company'nin oyuncuları tarafından gerçekleştirilen atölyede, özellikle Shakespeare oyunlarında müziğin kullanımıyla ilgili çalışılıyor. Her oyun için kendi müziklerini yapan topluluk, müzik ve oyun bağlamında katılımcılara sahne üzerinde örnekler sunuyor.
• Söyleşi: Tiyatroda Bir Kilometre Taşı, Henrik Ibsen
Oyun yazarı ve akademisyen Bahar Akpınar, bu söyleşide tiyatro tarihinin en önemli kilometre taşlarından biri olan Henrik Ibsen'e odaklanıyor. Özellikle yazarın yaşamı ve yapıtları hakkında gerçekleştirdiği akademik araştırmalarından yola çıkarak, oyunlardaki dramaturjik arka planı ifade özgürlüğü bağlamında inceleyen Akpınar, söyleşide Bir Halk Düşmanı'na eğiliyor.
Dikmen Gürün'e Onur Ödülü
19. İstanbul Tiyatro Festivali'nin ilk Onur Ödülü, 1993-2013 yılları arasında İstanbul Tiyatro Festivali'nin direktörlüğünü yürüten Prof. Dr. Dikmen Gürün'e takdim edildi. Dikmen Gürün'e ödülünü İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, 24 şubat 2014 tarihinde Rahmi M. Koç Müzesi'nde düzenlenen basın toplantısında verdi.
İKSV'de Tiyatro Festivali Direktörü olarak görev yaptığı 20 yıl boyunca 14 festival yöneten Gürün, bu süreçte öncelikle yerli yapımlarla işbirliği zeminleri oluşturdu, genç tiyatro ve dans topluluklarına alan açtı, eğitim projeleri üzerinde durdu, tiyatro sahnesinin farklı mekânlara taşınmasını destekledi. Dünya tiyatrosunun seçkin toplulukları ve çağdaş yorumcularını İstanbul'da ağırlayan festival, aynı zamanda pek çok uluslararası ortak projelere de bu dönemde imza attı. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nda Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetmeni olarak kısa bir süre görev yapan Dikmen Gürün, 2008 İstanbul Üniversiteleri Tiyatro Şenliği ve 2009 Türkiye Üniversiteleri Tiyatro Şenliği'ni hayata geçirdi. 1982 yılından bu yana "Cumhuriyet" gazetesinde ve çeşitli sanat dergilerinde tiyatro yazıları yazan Gürün, yerli ve yabancı kitaplarda bölüm yazarlığı yaptı, uluslararası tiyatro kongrelerinde bildiriler sundu. Gürün'ün Tiyatro Yazıları kitabı 1980'li yıllardan 2000'lere uzanan süreçte tiyatromuzun yapısal sorunlarını inceliyor. Geçmişten Geleceğe Perde Açan Gelenek proje sahibi ve sorumlusu olduğu üç ciltlik bir tiyatro mekânları araştırması ve sanatçı Semiha Berksoy'un hayatını yazdığı Ateş Kuşu kitabı bulunuyor. Halen Yıldız Kenter'in hayatını yazıyor. Tiyatro dünyasına katkıları nedeniyle 1996'dan bu yana çeşitli ödüllere layık bulunan Dikmen Gürün, 2008'de İstanbul Üniversitesi'nden emekli oldu. Halen Kadir Has Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Tiyatro Bölümü öğretim üyesi.
Edward Hall'a Onur Ödülü
19. İstanbul Tiyatro Festivali'nin diğer bir Onur Ödülü ise, Shakespeare topluluğu denildiğinde akla gelen ilk isim olan Propeller Theatre Company'nin artistik direktörü Edward Hall'a veriliyor. Royal Shakespeare Company'nin kurucularından Peter Hall'un oğlu olan Edward Hall, Propeller Theatre Company'nin yanı sıra Boston Huntington Theatre, Barbican, National Theatre, Old Vic Theatre olmak üzere çok sayıda önemli tiyatroda oyunlar yönetti. 2010 yılının Ocak ayında Hampstead Tiyatrosu'nun artistik direktörü olarak çalışmaya başlayan Edward Hall, aynı zamanda National Theatre, Old Vic ve Watermill Theatre'ın da artistik direktörlüğünü üstleniyor. Hall, 2002 yılında 13. İstanbul Tiyatro Festivali'ne The Watermill West Berkshire Playhouse "Gülün Öfkesi" (Rose Rage) ile konuk olmuştu.
Afiş Görseli Şahika Tekand İmzalı
19 İstanbul Tiyatro Festivali'nin afişi Şahika Tekand ile Bülent Erkmen işbirliğiyle hazırlandı. Tiyatro sanatının önemli isimlerinden, yönetmen, oyun yazarı, oyuncu Şahika Tekand'ın eskizleri, çiziktirmeleri ve elyazısı, İKSV Kurumsal Kimlik Danışmanı Bülent Erkmen'in tasarımıyla festivalin afişine dönüştürüldü.
"Festival Metin Yazarlarını Yetiştiriyor"
19. İstanbul Tiyatro Festivali, İstanbul Üniversitesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü'nün işbirliğiyle tiyatroyu "kayda alıyor", tiyatroseverleri olduğu kadar arşivcileri de sevindirecek bir eğitim ve yayın projesine imza atıyor. Festivalin başlamasıyla birlikte seyirciyle buluşan festival kataloğu, bu yıl "Festival Metin Yazarlarını Yetiştiriyor" adlı eğitim projesi kapsamında festival kitabı olarak yayımlanıyor. Projenin yürütücülüğünü, hem festivalin yayın koordinatörü hem de aynı bölümde misafir öğretim üyesi olan Dr. Evren Barın Egrik üstleniyor.
Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü'nden seçilen ve bu proje için özel bir eğitim alan yedi lisans öğrencisinin, gösterim öncesinde yerli topluluklarla yapılan röportajlardan kurgulayıp kaleme aldıkları oyunların tanıtım metinleri kendi imzalarıyla festival kitabında yer alıyor. Bölümlerinde aldıkları teorik eğitimin yanı sıra, festivalin bu proje kapsamında özel olarak düzenlediği, uzmanlar tarafından verilen editörlük, fotoğraf ve tasarım başlıklarını taşıyan bir eğitim ve söyleşi dizisine katılan öğrenciler, teori ve pratiğin buluştuğu bu özel projenin ürünü olan festival kitabını Mayıs ayında festival seyircileriyle buluşturuyor. Festivale konuk olan tüm yerli toplulukların çalışma aşamalarını kayıt altına almanın yanı sıra oyunları tanıtma işlevi de üstlenen kitap, festival boyunca seyircilere rehberlik ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder