[KanalKultur] - Rafet Arslan'ın Babil Kitaplığı 2: "Ardışık Totemler ve Diğer Hikâyeler" adlı sergisi, 25 ocak – 22 şubat 2014 tarihleri arasında G-art'ın yeni sanat alanı Galleryrooms Kumbaracı Yokuşu'nda izleyiciyle buluşuyor.
Çağdaş sanat sahnesinin modern (ya da postmodern) bir hikâye anlatıcısı Rafet Arslan; 10 yılı aşkın süredir hikâyelerini kolajlarına, öykülerine, resimlerine, ses kayıtlarına, performanslara döküyor.
Arslan'ın birer imge formuna döktüğü "yeni" hikâyeleri Babil Kitaplığı serisi başlığıyla ve iki ayrı etkinlik şeklinde yeni izleyici ile buluşuyor.
Rafet Arslan'nın Babil Kitaplığı serisinin ilk ayağı, "Ziggurat Terbiyicesi" kitap lansmanı ve sergisi Çukurcuma HAYAKA ARTI'da gerçekleşiyor. İkinci "Babil Kitaplığı" sergisi "Ardışık Totemler ve Diğer Hikâyeler" ise G-Art / Galleryrooms'da...
"Ardışık Totemler ve Diğer Hikâyeler" sergisinin merkezinde sanatçının "ardışık totemler", "ayna aksinde bu-dünkü gündelik hayat", "Babil kitaplığına giriş" başlıklı 3 serisi ve onlara eşlik eden yeni Hikâye fragmanları / girizgahları olan yapıtları yer alıyor.
Arslan'ın sanatında totem kavramı sonsuzlukla ilişkideki kadim olan ile gündelik hayatı işgal eden bitimsiz tüketim arasındaki zıtlığı açığa çıkaran bir metafor. Ürettiği yapıtlar ile sanatçı şu soruyu soruyor; "Totem bir işaret, alamet ise 21. yüzyıl için tahayyül ettiği totemler neyin sembolüdür? Selametin mi kıyametin mi?"
Sonsuzluğun bengi döngüsü ile gündelik olanı sürekli tüketilip hemen çöpe dönüşü, sonra geri dönüşümü ve yeniden ve yeniden üretimi ve tüketimi- döngüsü...
Kadim olanın tinsel kutsiyeti ile ve sanatın onla kurduğu etik ilişkinin karşısında tüketimin atık olma hali, geçiciliği..
"Ardışık totemler" imgeleyerek sanatçı, insan uygarlığının ard arda gelişen, döngüsüne dair yeni sorular ortaya atıyor.
Sanatçı bu karşıtlığın arkeolojisine soyunurken, aynı zamanda gündelik hayatın insan ruhu üzerine çöken ağırlığının da bir hassas terazisi. Bugünü işgal eden dünün karanlık hayaletlerinin gezindiği köhne dehlizlere girmekten, karanlık içinde ışık aramaktan ve karanlığın kendisi ile dalga geçmekten ve estetik "kara mizah" ile kahkaha atmaktan çekinmiyor. "Ayna aksinde bu-dünkü gündelik hayat"larımızın aksini bize geri çeviriyor.
Sanatçı; son durağı belli bu hayatlar içinde, sonsuzluğa dair ışık huzmelerini de sürekli arıyor. Bu arayış sanatçıyı insan kültürünün tüm barbarlığı içinde parıldayan en naif arzularının kütüphaneciliğine soyunduruyor. Ansiklopedi ya da kitap ciltlerinden sonsuzluk ile iletişim kapısını çalmasını arzuladığı, kendi kitaplığını yaratmaya çalışıyor. Bu çabanın imkansızlığı ve sonsuzluğunun cazibesi ile büyülenerek, kendi "Babil kitaplığına giriş" yapıyor.
"Babil Kitaplığı" serileri Borges'in aynı adlı öyküsündeki; sürekli yenilenen ve böylece sonsuza değin kendi içinde büyüyen bir kitap / hikâye evreninden esinleniyor. Arslan'ın yazar olarak yarattığı kitaplar yanında, kült bir nesne olarak "kitap" da kendi üretimi içinde önemli bir yere sahip. Kitapla, onun sayfaları, kağıdı, cildi, kokusu duyusal bir ilişkiye geçiyor ve onu kendi sezgisel üretimi içine yediriyor.
Sanatçı; sonsuzluk ile kurduğu bu bağlantıyı, yine sonsuzluğun birer simgeleri olan Ziggurat, Totem gibi yapıların kendisinde yarattığı tinsel çarpışmalar ve bu düş evreninin bir zuhuru olarak resimler, kolajlar, asamblaj ve heykeller ile ifade ediyor.
Basılı mataryeli yeniden kurgulayarak üretilen bir sanat olarak kolaj, bunu nesneler ile yeni ilişkiler kurarak yaratan asamblaj; montaj sanatı ustası olarak nitelendirilebilecek sanatçının Türkiye'de sanat içinde özgün konumunun altını çizen unsurlar. [KanalKultur]
Rafet Arslan - Babil Kitaplığı 2: Ardışık Totemler ve Diğer Hikâyeler / 25 ocak – 22 şubat 2014; G-art / Galleryrooms Kumbaracı Yokuşu, Tomtom Mah. Kumbaracı Yokuşu No: 37/A - 38/A, Beyoğlu - İstanbul; Tel.: (0212) 243 66 22
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder