Osmanlı Devleti'nin ve halkının Hz. Peygamber'e bağlılığını, mukaddes topraklara olan saygısını gösteren bir âdet olan Surre Alayı, Mekke ve Medine'ye hac mevsiminde yollanan para ve hediyelerdir.
Kabul gören kanaat üzerine, Yıldırım Bayezid döneminde uygulanmaya başlanmış olan Surre-i Humayûn Alayı'na son derece önem veren Osmanlı Devleti, hazinesinden büyük harcamalar yapmış ve her dönem bu âdeti yerine getirmiştir. Her yıl Recep ayının on ikisinde, İstanbul'dan Mekke'ye uzanan bir gönül köprüsü olan Surre Alayı padişahın, saray mensuplarının, devlet erkânının ve halkın yolladığı paha biçilmez hediyelerden oluşan bir hayır kervanıdır. Halkın da katıldığı resmi bir tören olan Surre Alayı, hazırlanışı, uğurlanışı, kervanın geçtiği yerlerde yapılacak karşılamalar, geçilecek yolların bakımı ve onarımı, emniyetin sağlanması, konaklama hizmetleri gibi çok geniş hazırlıkları içeren bir yolculuktur. Bu yolculuk, bayramın birinci günü Kâbe’nin gülsuyu ve zemzemle yıkanarak, ipekten işli Kisve-i Şerif'inin giydirilmesiyle tamamlanırdı.
Arşiv kaynaklarına dayalı olarak hazırlanan eserde, surrenin tanımı, surre geleneğinin ortaya çıkışı bunun yanında İstanbul ve Mısır’daki surre törenleri, hac yollarının emniyeti ile ilgili belgeleri ve surre defterlerinin muhtevası, İstanbul’daki surre alayı teşrifatı, yaşanmış hatıralar ve yüzyıllar içinde yazılan kitaplarda yer alan Mekke ve Medine resimleri bulunuyor.
BOA. Surre Defterleri, No. 1, 1009 tarihli defterin kapağı |
İlk Surreyi Çelebi Mehmed Gönderdi
Osmanlı Devleti'nde ilk defa surre gönderen padişah, Çelebi Mehmed'di. Ondan sonra gelen padişahlar da seferde bulunmadıkları zamanlarda surre gönderdiler. Her sene düzenli surre gönderme âdeti ise, Yavuz Sultan Selim zamanında başladı.
Surre-i Hümâyûnla Neler Gönderilirdi?
Surre-i Hümâyûn'la gönderilen paralar, Haremeyn'in idaresinde kullanılırdı. Surre-i Hümâyûnda para dışında nadir bulunan kıymetli halılar, seccadeler, murassa avizeler, şamdanlar, paha biçilmez mushaf- şerifler, levhalar, örtüler, sırma işlemeli kaftanlar, mücevherli kılıçlar ve inciden tesbihler de gönderilirdi.
Surre Alayı'nın İhtişamı
Hediyelerin yükleneceği surre develer süslenmiş, donatılmış bir vaziyette ahır kethüdası tarafından, yedek deve de sekban başı tarafından padişahın oturduğu kubbe-i hümâyûn önünden geçirilirdi.
Bundan sonra develer sıra ile Bâb-ı Hümâyûn'dan çıkarılıp Alay köşkü altından Hocapaşa'ya, oradan Bahçekapısı yoluyla Kireç iskelesine götürülürdü. Bu iskelede tekrar dua edilir, Receb ayının on ikisinde Üsküdar'a geçirilirken 41 pare top atılarak uğurlanırdı. Üsküdar'da da devlet erkanının merasimle karşıladığı alay, halkın coşku dolu gösterileri arasında Hicaz'a doğru yoluna devam ederdi. Yol üzerinde bulunan beylerbeyiler, surrenin emniyetini sağlamakla mükellefti...
Seyit Ali Kahraman (Haz.): Surre-i Hümâyûn. İBB Kültür A.Ş. Yayınları, İstanbul 2016, 185 S., ISBN: 9786059132619
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder