[KanalKultur] - "Kızılırmak soru işaretine benzer. Zara'dan doğar, Hafik ve Şarkışla'dan sonra Sivas topraklarını terkeder. Bir yay çizip Kayseri'yi, Nevşehir'i, Kırşehir'i, Ankara'yı ve Çorum'u sular, Samsun'un Bafra ilçesinde denize dökülür. Âşık Veysel'in yaşam öyküsü Kızılırmak gibidir. Bir ucu Bafra'dadır, bir ucu da Zara'da. Bafra'ya dek uzanan acılı bir yaşam Zara'nın doğusundaki Kızıldağın gür sularıyla beslenip sona erer." Erdoğan Alkan [1]
Âşık Veysel Şatıroğlu (1894 - 1973): Halk şairi, âşık. Sivas'ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya geldi.
Yedi yaşına girdiği 1904'te Sivas'ta çiçek hastalığına yakalandı, sol gözünü yitirdi. Sağ gözüne de perde indi. Bir kaza sonucu babasının elinde bulunan değneğin ucu perde inen gözüne girdi ve o gözü de aktı...
İlk saz derslerini babasının arkadaşı olan Divriği'nin köylerinden Çamışıhlı Ali Ağa'dan (Âşık Alâ) aldı. Usta malı şiirlerden çalıp söylemeye başladı.
1931 yılında Sıvas Lisesi edebiyat öğretmeni olan Ahmet Kutsi Tecer ve arkadaşları tarafından kurulan "Halk Şairlerini Koruma Derneği", 5 aralık 1931 tarihinde üç gün süren Halk Şairleri Bayramı'nı düzenledi. Bu, yaşamında önemli bir dönüm noktası oldu.
1933'e kadar usta ozanların şiirlerinden çalıp-söyledi. Cumhuriyet'in onuncu yıldönümünde Ahmet Kutsi Tecer'in direktifiyle bütün halk ozanları Cumhuriyet ve Gazi Mustafa Kemal üzerine şiirler düzerken, bunlar arasında Veysel de vardı. Veysel'in günışığına çıkan ilk şiiri de "Atatürk'tür Türkiye'nin ihyası"... dizesiyle başlayan şiirdir...
Köy enstitülerinin kurulmasıyla birlikte, yine Ahmet Kutsi Tecer'in katkılarıyla enstitülerde, sırasıyla, Arifiye, Hasanoğlan, Çifteler, Kastamonu, Yıldızeli ve Akpınar Köy Enstitülerinde saz öğretmenliği yaptı. Bu okullarda Türkiye'nin kültür yaşamına damgasını vurmuş birçok aydın sanatçıyla tanışma olanağı buldu, şiirini geliştirdi.
1965 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi, özel bir kanunla Âşık Veysel'e, "Anadilimize ve milli birliğimize yaptığı hizmetlerden ötürü", 500 lira aylık bağlandı.
21 mart 1973 günü, Sivrialan'da, yaşama gözlerini yumdu...
Şiirinin Özellikleri
Âşık Veysel'in şiirlerini, özellikle bu sanatın ustalarıyla ünlü Sivas dolaylarında zenginliği ile öne çıkan âşık geleneği ve kültürü etkiler.
Eserlerinde yazılış tarihi genellikle verilmez.
Veysel'in kariyerine başladığı erken dönem şiirleri, ulusal temalar içerir. Kimi zaman bu şiirlerde derin bir felsefeye ve varoluş sorunsalına da rastlanır. Şiirlerdeki konu farkına karşın, bunları, şiirlerin "leitmotifi" halini alan, acı ve çekilen dertler birleştirir. Sakatlığının yanı sıra, yaşadığı köyün izole bir köy olması, ayrıca kişisel başarısızlıkları, şiirine derin ve içsel bir karakter kazandırır. Çektiği "devası olmayan acı"nın nedeni yalnızca mutsuz aşk değil, başka şansızlıklar ve yaşadığı trajedilerden kaynaklanır.
Veysel'in şiirinde, şiirsel dinamizm vardır. Doğa, dünya insan sürekli bir devinim içindedir ve tüm yaşamları söndüren ölüm dışında dünyada hiçbir şey kesin değildir; her şey değişir ve dönüşür. Yaşamı, gece, gündüzle devinen ‘uzun ince bir yol'la karşılaştırır. Yaşam, ona göre bir süre dinlenilip, sonra yeniden yola çıkmak için terk edilen bir "han"dır.
İçinde cereyan eden tüm olaylarla dünyaya bakışı, insanın dünya ile olan ilişkisini, ayrıca tüm yaşam felsefesini ve daha önce sözü edilen etmenleri dinsel inanç belirler. Veysel, Alevidir; ancak örneğin Kerbela benzeri bir içeriğe şiirlerinde rastlanmaz. Yine de din, ozanın yaşama bakış açısının ve yaşamsal felsefesinin biçimlenmesinde anahtar rol oynar.
Eserlerinin Sınıflandırılması
Şiirleri konusal bağlamda şu biçimde gruplandırılabilir:
• Aşk, ayrılık, özlem konularını işleyen eserler
• Tanrı'ya yöneltilmiş sözler
• Bireysel yaşamı ve acıyı konu eden eserler
• Doğa güzelliğini betimleyen eserler
• Ulusal konular: Anavatan,Ulus ve Atatürk
• Âşık'ın yaşama bakışını temsil eden düşünsel eserler
Bu sınıflandırma genel olmakla beraber sınıflar arasındaki çerçeveler gevşektir. Bu gerçek, konuları birbirine geçen eserlerindeki motif fazlalığı nedeni ile şiirin, hangi konu başlığı altına alınabileceğinin kimi zaman belirlenemesinden kaynaklanır.
İlk grupta yer alan aşk şiirleri, gönülden seven Âşık'ın coşku durumunu anlatır ve ozanın duygusal objenin peşinde gerçekleştirdiği arayış gezisi ile birlikte, aşk yüzünden çektiği acıları yansıtır.
İkinci gruba, Veysel'in Tanrı'ya yönelttiği övgülerle birlikte Yaradan'la dünya ve adalesizlikler üzerine yaptığı konuşmaları anlatan şiirler dahildir.
Varoluşsal temaları ele alan şiirlerden oluşan üçüncü grupta, ozanın bireysel yaşamı, ona acı veren mutsuzlukları anlatılır. Bu konuları yaşam ve ölümün gizleri ile birleştirir.
Doğanın olağanüstü güzelliklerini ile bezediği minyatürlerinde, Sivrialan dağları ve gölü dolaylarının yanı sıra kuşların ötüşü, yağmur, fırtına gibi atmosfer olaylarının betimlenişi görülür.
Ulusal konuları içeren şiirler, Cumhuriyet'in kuruluş yıllarındaki siyasal olaylardan söz eder. Bu gruptaki şiirlere didaktik ve moral konuları içeren şiirler de dahildir. Bu eserleri ile ozan yurttaşlarını okumaya heveslendirmek ister, onların bazı temel hatalarını eleştirir.
Diğer düşünsel şiirler çağdaş yaşamın gelişimi, toplumdaki moral ve ruhsal değerlerin uğradığı çöküşü anlatır. Bu şiirler gruplandırmanın son sınıfına dahildir.
Popülerliği pek çok etkene bağlıdır. Bunların en önemlileri, sıradan olmayan kişiliği, olağanüstü zekâsı, dünyaya ve çevresindeki gerçeklere araştıran ve canlı bakışlarla bakmasıdır. Çevresinde, dönemin Türkiye'sinin seçkin ve entelektüel tabakası da vardır. Ancak, ozanın şiirlerinin bunca sevilmesinde en önemli rolü, yeteneği ve şiirlerinin açık bir dille yazılmış olması oynar. En zor sorunlardan basit bir biçimde söz etmeyi başarır, en karışık meseleleri birkaç sözcükle irdeler. Bunun içindir ki şiirleri her sınıftan insana hitap eder.
Şiir yazmaya propoganda şiirleri ile başlar. Daha sonraları temsil ettiği akımın karakteristik temalarını ele alarak daha derin içerikli şiirler yazar. Bu şiirleri arasında aşk şiirleri ve moral öğretileri anlatan şiirler vardır. Varoluş felsefesi sorunsalıyla da ilgilenir.
Dünyaya bakış açısında eski Bektaşi ustalarının etkisi bulunur.
Söylemi, hep yapıcıdır. Problemleri ve sorunları, barış yoluyla çözme taraftarıdır.
Şiirleri, inançlar ve inanışlar karşısında derin bir hoşgörü gösteren hümanist görüşünü yansıtır. Bu da bu şiirlerin güncelliklerini yitirmemelerinin nedenidir. Bu şiirlerde şairin aşkı, mutluluğu arayışı ve kendini kabul etmenin yollarını gösterişi vardır.
Âşık Veysel, 20 yüzyıl Türkiye'sindeki gezgin âşık ustalarının en tanınmışı, en gerçekçisidir. [07 aralık 2009; KaKuTS - KanalKultur]
Not
[1] Erdoğan Alkan, Kör Oldum Veysel Oldum, E Yayınları, İstanbul 1991: 9.
Bkz. Nejat Sefercioğlu, Aydın Kuran [Hazırlayanlar]: Türk Halk Şâirleri Bibliyografyaları - 3: Âşık Veysel Bibliyografyası (Ölümünün 10. Yıldönümü Dolayısiyle). Kültür ve Turizm Bakanlığı Millî Folklor Araştırma Dairesi Yayınları: 43, Başbakanlık Basımevi, Ankara 1983; "Dostlar Seni Unutmadı - Âşık Veysel, Yaşamı." Metin Turan, Gülağ Öz, Osman Yılmaz [Hazırlayanlar]: Dostlar Seni Unutmadı - Âşık Veysel - The Friends Still Remember You. Kültür Bakanlığı Yayınları: 2332, Ankara 1999: 11-17; Agata Skopp: "Âşık Veysel'in Şiirlerinin Karakteristik Özellikleri Üzerine" (Çev. Neşe Yüce) Folklor / Edebiyat 8 (2002) 30: 269 -280; ayrıca bkz. → Mehmet Yardımcı: Bütün Yönleriyle Âşık Veysel; → Orhan Şaik Gökyay: Veysel, Şiirleri ve Yaptığı; → Halk Ozanlarımız - Âşık Veysel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder