İstanbul'da yaşayan Rum cemaati 1964 yılına kadar Türk ve Yunan uyruklular olmak üzere iki kesimden oluşuyordu. Bu uyruğun onlar için bir önemi yokken, Kıbrıs meselesinde devlet tarafından siyasi bir koz olarak kullanıldılar. Yıllar içinde kendilerine İstanbul'da bir hayat kuran, mal mülk edinen yaklaşık 12 bin Rum, medyanın yoğun kara propagandası altında Kıbrıs sorunu bahane gösterilerek çok kısa bir süre içinde sınırdışı edildi, bankalardaki hesapları ve gayrimenkulleri bloke edildi, eğitim kurumları kapatıldı.
Büyük çoğunluğu Yunanistan'ı hayatlarında hiç görmemiş binlerce Rum ülkeden sürgün edilirken yanlarına sadece 20 kilo eşya ile 20 dolar para almalarına izin verildi. Sürgüne gönderilenlere eşleri, çocukları, ortakları, sevgilileri de katıldı. Türkiye'de Rum; Yunanistan'da ise Türk olmakla suçlanan 50 bine yakın kişi birkaç ay içinde bir daha geri dönmemek üzere şehirlerini terk etti.
20 Dolar 20 Kilo projesi kapsamında Atina, İmroz ve İstanbul'da zorunlu göç mağduru olmuş veya ailelerinde bu dramatik olayı yaşamış olan kişilerle derinlemesine görüşmeler yapıldı.
Sözlü tarih çalışmasının yanı sıra döneme ait belge, arşiv taramaları ve çeşitli görsel ve yazılı malzemenin de yer alacağı sergi, terk etme, terk edilme, ortada kalma gibi temalar üzerinden geçmiş, şimdi ve gelecek arasında Cumhuriyet tarihinin gördüğü en büyük sürgün hikâyelerinden birini konu ediniyor. Yakın tarihin bilinen ancak az konuşulan bu hadisesini 50. yılında yeniden tartışmaya açan projenin koordinatörlüğünü Salih Erturan, küratörlüğünü Hera Büyüktaşcıyan yapıyor.
* * *
The ethnic Greek community in Istanbul had largely consisted of Turkish and Greek citizens up until 1964. Although their citizenship hardly mattered for them, the Turkish state used it as political leverage during the Cyprus dispute. The twelve thousand or so Greeks who had built a life and acquired property in Istanbul were soon expelled from the country as a result of black propaganda campaigns launched by the media under the false pretense of the Cyprus dispute. Their bank accounts were frozen, properties seized, private schools closed...
While thousands of Istanbul Greeks—who, by and large, had never been to Greece in their entire lives—were being deported, they were only allowed to take 20 kilos of baggage and 20 dollars with them. The exiles were accompanied by their spouses, children, partners, and loved ones. Fifty thousand exiles, who were accused of being too Greek in Turkey and too Turkish in Greece, would soon abandon their home and citizenship, never to return.
The project 20 Dollars 20 Kilos coordinated by Salih Erturan and curated by Hera Büyüktaşcıyan, focuses on this forced deportation.
Extensive interviews with the victims and/or their family members were conducted in Athens, Imbros and Istanbul. In addition to the oral history activities, documents, archive scans and various printed and visual materials pertaining to the period will be exhibited to explore and to open up a debate on concepts such as separation, abandonment, defenselessness and stigmatization for the 50th anniversary of this incident.
20 Dolar 20 Kilo | 20 Dollars 20 Kilos / 5 – 30 mart 2014; Tütün Deposu, Lüleci Hendek Cad. No:12, Tophane - 34425 İstanbul; Tel.: (0212) 292 39 56
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder