Bu Blogda Ara

10 Aralık 2013 Salı

Roz Kohen: Yahudi Kimliğimiz

© Roz Kohen -
Şişli'deki evde ben, annem Ester ve ablam Dora
 
© Roz Kohen
- Çapa Devlet Hastahanesi'nde
doktor olan ablam Dora
Roz Kohen "Yahudi İstanbul'unu / İstanbul Yahudileri'ni" anlatıyor: İstanbul'da Yahudiler ve Yahudi Yaşamı

[KanalKultur] - 1975'te İsrail'den İstanbul'a dönüşüm, benim açımdan bundan böyle Yahudi kimliğimin ön planda olmadığı anlamına geliyordu.

Altı sene İsrail'de bir Türk olarak yaşamış; oradaki kültüre intibak edememiş, yerel halkla kalıcı dostluklar kuramamıştım. İstanbul'a döner dönmez eski dostlarımı, sınıf arkadaşlarımı bıraktığım yerde bulmuştum.

Yabancı uyruklu olan eşim, Boğaziçi Üniversitesi'nde öğretime başlamıştı. Bense, mimari bürolarda teknik ressamlık yaparak yeni yaşamımı ve İstanbul'un tadını doyasıya çıkarmaya başlamıştım. Edindiğimiz iş ve okul arkadaşları arasında Yahudi olanlar göreceli olarak azdı.

Annemler artık Şişli'de oturuyordu. Babam, en nihayet 1975 yılında 50 sene çalıştığı Safra Biraderler'den emekliye ayrılmıştı. Çevreleri daralıp, dağıldığından artık Yahudi bayramlarını da az kutluyor olmuşlardı. Keza, yazlığa da gidilmiyordu... Onlar da nihayetinde TV ve telefon edinmişti. Ve eve giren çıkan, "azalmıştı"...

Şişli, o sıralarda kozmopolit ve her mali seviyeden görüntüler sergileyen bir semtti. Şişhane'deki komşuluklar, Şişli'de pek yoktu..

© Roz Kohen
- 1975-80 yılları arasında çalıştığım
inşaat şirketinde iş arkadaşlarıyla..
Hamursuz bayramlarında kendi dar çevremizde toplansak da annemle babam eski canlılıklarında değildi. Cemiyetin saygıdeğer üyeleriyle ilişkileri olmadığı gibi, toplumsal kulüplere üye değildiler ve onların sosyal faaliyetlerine çok az katılıyorlardı.

Akrabalarla artık telefonla görüşülüyor ve davetsiz misafirliğe gidilmiyordu...

Ablam doktor olmuştu; arkadaş çevresi de kendi mesleğinden olanlar ve iş arkadaşlarından ibaretti.

Bense, bir mimari büroda teknik ressam olarak çalışıp, hem kolej arkadaşlarımın birkaçı hem de çalıştığım mimari firmalardaki yeni dostlarla görüşüyordum...

O sırada evli olduğum eşim de "İstanbul Yahudi kültürü"yle yetişmediğinden, sadece üniversite arkadaşlarıyla sağlam dostluklar kurabiliyordu.

© Roz Kohen - Şişli'deki apartman
dairesinden sokak görüntüsü -
O sıralarda şehir içi mahallelerde
"ayı oynatıcıları"na rastlamak mümkündü -.
Hem annemiz ve babamız hem de bizim nesil, sanki İstanbul'un Yahudi cemiyetinden iyice uzaklaşmıştı... Annemin nesli için, gelecekleri endişe yaratıyordu. Babam, emekliye ayrılmış, dolayısıyla geliri kısıtlıydı... Her ikisi de yetiştikleri toplumun dışında kalmışlardı. Onların, genç nesil gibi büyük topluma katılma imkanları kısıtlıydı.. Dile ve yeniliklere ayak uyduramıyorlar, geleceğe umutsuzlukla bakıyorlardı...

Bizlerse, "yeni" dostlarımızla rakı sofralarında politika hakkında tartışıp, İstanbul'un kültürel faaliyetlerini, günün olaylarını yakından takip eder hale gelmiştik.

Kısa tatillerimizi dostlarla Marmara Adası, Erdek ve Bursa'da geçiriyorduk... [KanalKultur]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder