[KanalKultur] - 30 ekim 1961 Almanya'daki Türk toplumunun göç hikâyesinin başlangıcı. Herşey Sirkeci Tren Garı'ndan kalkan bir trenle başladı... Trenin içindekilerin birçoğu aynı hedefi paylaşıyordu. Birkaç yıl çalışıp, para biriktirmek ve o parayla memleketlerinde daha iyi bir düzen kurmak... İstanbul Sirkeci Tren Garı'ndan davul zurnayla yolcu edilenler, Almanya'da bandolarla karşıladılar. Ellerinde tahta bavullarla Almanya'ya ayak basan ilk Türk işçilerin samimi bir şekilde karşılanmaları, aynı zamanda meşakkatli bir sürecin başlangıcının da habercisiydi...
Bugün itibariyle Almanya'nın nüfusunun yüzde 3,4'ü Türkiye'den giden göçmenlerden oluşuyor ve takribi 2,8 milyon Türkiye kökenli göçmenin yaklaşık yarısı Almanya'da doğmuş.
2011 yılı "Umuda Yolculuğun 50. Yılı"ydı ve Almanya'ya göç, değişik etkinliklerde ele alındı...
* * *
"Avrupalı Türklerin Dini Geleceği Üzerine Perspektifler", "Avrupa Türkleri: Sosyal Sermaye ve Kültürel Kimlik", "Avrupaya Göçün 50. yılında zihniyet transferleri", "Türkiyenin Kamu Diplomasisi açısından Avrupa Türkleri", "Avrupa Birliğine Üçüncü Köprü: Avrupalı Türkler", "Türklerin Avrupa'da İmajı"...
Türkiye'yi 50 yıldır Avrupa'da var edenleri anmak ve bu tarihi olgunun altını çizmek amacıyla UETD Hollanda ve Avrasya Ekonomik İlişkiler Derneği tarafından 6 ekim 2011 tarihinde ortaklaşa olarak "Umuda Yolculuğun 50. Yılında Göç: Türkler" konulu "Göç ve Aidiyet Çalıştayı" ["Umuda Yolculuğun 50. Yılında Göç: Türkler" - "Göç ve Aidiyet Çalıştayı" / 6 ekim 2011; T. C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Mevlana Bulvarı (Konya yolu üzeri) No: 145, Balgat - Ankara] düzenlendi.
Çalıştayda "Sirkeciden Kalkan Tren" adlı kısa film gösteriminin ardından Hikmet Eren (Avrasya Ekonomik İlişkiler Derneği Başkanı), Veyis Güngör (UETD Hollanda Başkanı) ve Kemal Yurtnaç (T. C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler Başkanı) açılış konuşmalarını yaptı. Bunu Dr. Sinan Oğan (MHP Iğdır Milletvekili), Bülent Kuşoğlu (CHP Ankara Milletvekili), Prof. Dr. Cem Zorlu (AK Parti Konya Milletvekili) ile Bekir Bozdağ'ın (T.C. Başbakan Yardımcısı) konuşmaları izledi.
"Umuda Yolculuğun 50. Yılında Göç: Türkler" - "Göç ve Aidiyet Çalıştayı"nın oturum başkanlığını Dr. Kürşad Zorlu (Ahi Evran Üniversitesi) yaptı. Çalıştayda şu konular ele alındı:
Prof.Dr. Cemal Tosun (Ankara Üniversitesi): "Avrupalı Türklerin Dini geleceği üzerine perspektifler", Prof. Dr. Talip Küçükcan (Marmara Üniversitesi): "Avrupa Türkleri: Sosyal Sermaye ve Kültürel Kimlik", Dr. M. Murat Erdoğan (Hacettepe Üniversitesi): "Avrupaya Göçün 50. yılında zihniyet transferleri", Dr. Can Ünver (TÜRKSAM Göç Enstitüsü Başkanı): "Türkiyenin Kamu Diplomasisi açısından Avrupa Türkleri", Dilek Karal (USAK Sosyal Araştırmalar Merkezi): "Avrupa Birliğine Üçüncü Köprü: Avrupalı Türkler" ve Ronald Lucardie (Hollanda Göçmenler Konsorsiyumu Danışmanı): "Türklerin Avrupa'da İmajı"
* * *
Almanya'ya göç olgusu, T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın, 1 - 2 kasım 2011 tarihlerinde Almanya'nın başkenti Berlin'de "Almanya ve Göç: 50. Yılında Almanya'daki Türkler" başlığıyla düzenlediği bir sempozyumda da ["Almanya ve Göç: 50. Yılında Almanya'daki Türkler" [Düzenleyen: Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı] / 1 - 2 kasım 2011, Berlin; Andels Hotel Berlin, Landsberger Allee 106, 10369 Berlin, Tel.: (030) 453 05 30] irdelendi.
"Gastarbeiter" / "Misafir İşçilikten Göçmenliğe" doğru evrilen sürecin bulunduğu aşama; "Entegrasyonu Yeniden Entegre Etmek: Kavramlar, Teoriler, Paradigmalar", "Misafir İşçilikten Yerleşik Topluma Doğru", "Çokkültürlülük Üzerine Yeniden Düşünmek", "Siyaset ve Göç", "Haklar ve Eşit Katılım", "Dini Çoğulculuk ve Bir Arada Yaşama", "Medyada Göç ve Göçmen Algısı", "Göçmenin Yanındaki Aktör: Sivil Toplum Kuruluşları", "Ortak Alanı İnşa Etmenin Anahtarı: Siyasal Katılım", "Almanya'da İslam Tartışmaları – Alman İslam Konferansı ve İslamofobi", "Sosyal Sorunlar ve Nedenleri", "Eğitim Sisteminde Fırsat Eşitliği ve Çok Kültürlülük", "İş Hayatında Yeni Yönelimler" konu başlıklarıyla ilgili sempozyumda mercek altına alındı...
Sempozyumda, "uyum" veya daha yaygın olarak bilinen "entegrasyon" kavramından Almanya, devletiyle, medyasıyla akademisyenleriyle ve STK'larıyla ne anladığı ve kavramı nasıl algıladığı üzerinde tartışıldı. Türk toplumunun Almanya'ya işçi olarak gelişi ve yıllar geçtikçe daha karmaşık ve yerleşik bir topluma doğru evrilmesi konu edinildi. Din, kültür, eğitim, ekonomi, siyaset, kadın, gençlik ve çocuk gibi farklı yönler açısından Almanya'da yaşayan Türk topluluğun yapısı irdelendi. Almanya'nın politik ve sosyal açıdan çokkültürlülüğe yaklaşımı değerlendirilip bunun yabancı toplum üzerindeki yansımaları; Türkiye kökenli toplumun her düzeyde aktif siyasete katılışı, Almanya'nın Türkiye ile ilişkilerinin ülkedeki Türkler üzerindeki siyasi yansımaları tartışıldı.
Almanya'ya yapılan göç, her ne kadar başlangıçta toplumun genelinde böyle bir niyet gözükmüyorsa da aynı şekilde İslami hayatın Almanya'ya taşınması da. İslam'ın Almanya'nın bir parçası olup olmadığına yönelik tartışmalar ışığında, Müslümanların dini yaşantıları açısından bulundukları durum; İslam'ı bir tehdit olarak gören ve Müslümanlara karşı önyargılara sebebiyet veren bir anlamda ortaya çıkan "İslamofobi" olgusu ele alındı. Alman tarafının dini örgütlenme konusunda beklentileri ve buna ilişkin olarak Müslümanların konumu değerlendirildi...
Sempozyumda şu sorulara yanıt arandı:
Almanya "entegre olmuş" bir göçmeni nasıl tarif ediyor? "Ulusal Entegrasyon Planı" neler içeriyor? Son dönemde geliştirilmeye çalışılan entegrasyonu ölçme kriterleri hangi işlevi görüyor ve bu kriterlerde ''öz kültür'' (Leitkultur) nerede bulunuyor? Tek taraflı 'uymak' yerine katılım ve karşılıklı uyum kavramlarının işlevi nedir? Entegrasyon yeniden nasıl tanımlanabilir? Karşılıklı katılım bağlamında ilgili aktörlerin üzerine düşen sorumluluklar nelerdir? Çoğulcu anlayışın toplumda yerleşmesi için neler yapılmıştır? Kültürcü ve sınırlandırıcı göç ve entegrasyon politikasının çokkültürlülüğe etkisi nedir? Almanya'daki Türk toplumunun entegrasyon, karşılıklı uyum, katılım gibi kavramlara yüklediği anlam ve bu kavramların yaşantılarındaki yeri ne şekildedir? Almanya'daki Türklerin siyasete katılımı ne durumdadır? Sivil toplum kuruluşlarının siyasi katılıma katkısı nedir? 50 yıllık süre içerisinde siyasal katılım ne derecede başarılmıştır?Almanya'daki Türkiye kökenlilerin varlığı göz önünde bulundurulduğunda iki ülke arasında nasıl bir siyaset gelişti? Siyasi katılımın karşılıklı uyum sürecinde etkisi nedir? Türkiye ülkesinden gönderdiği vatandaşlarını muhatap alan yapısal ve kurumsal hangi projeleri hayata geçirdi? 50 yıllık süreç içerisinde iki ülkedeki hukuki düzenlemeler nasıl bir evrim yaşadı? Somut bir alan olarak "vatandaşlık'' ve "çifte vatandaşlık'' ile ilgili hukuki düzenlemeler nasıl bir seyir izledi? Ayrımcı uygulamalardan kaçınılması için alınacak önlemler nelerdir? Türkiye ve Türkçe kökenli duygu ve düşünceler Almanya (Almanca) ile harmanlanıyor ve ortaya bilim çevrelerinde de konu olan yeni bir kültür-sanat olgusu çıkıyor. Bu katkının sinemada üretilen dil, edebiyatta ortaya konulan içerik açısından anlamı nedir? Bu etkileşim dile nasıl yansımıştır? Çift dillilik kültürel etkileşimde ne gibi rol oynamıştır? İki toplum arasında bir kültürel yakınlaşma gerçekleşti mi? Alman medyasında Türk imgesi ve medyanın karşılıklı uyum konusundaki tonu nasıldır? Sivil toplum kuruluşları göçün 50. yılında ne gibi sıkıntılarla karşı karşıyadırlar? Dördüncü nesle gelen göç sürecinde sivil toplum kuruluşları yeni nesle geçiş sürecini nasıl hissetmektedir? Sivil toplum kuruluşlarının gelecekte yapması gerekenler nelerdir? Göçmenlerin siyasal katılımında çoğunluk toplum ve yerleşik siyasal yapılar ne kadar imkân sunmaktadır? Sürekli tartışılan ''kamu hukukuna tabi dini cemaat'' meselesinde yaşanan sıkıntılar nelerdir? Devlet ve Müslümanlar arasında son dönemde yaşanan yakınlaşmayı nasıl yorumlamak gerekir? Bir bütün olarak bakıldığında göçmenlerin ülke ekonomisine katkısı denir? Türkiye kökenli göçmen iş adamlarının başarısının arkasında yatan sebepler nelerdir?
Sempozyum "Açılış Konuşmaları"nı Ahmet Acet (Berlin Büyükelçisi), Kemal Yurtnaç (Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı), Prof. Dr. Maria Böhmer (Almanya Federal Cumhuriyeti Göç, Mülteciler ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı) ve Bekir Bozdağ (Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı) yaptı. Sempozyumda "Kısa Film Gösterimi"nin yanı sıra "Fotoğraflarla Türk Göçü" adını taşıyan bir sergi de açıldı.
Sempozyum programında konuşmacı olarak şu isimler yer aldı:
"Entegrasyonu yeniden entegre etmek: Kavramlar, Teoriler, Paradigmalar": Prof. Dr. Gökçe Yurdakul (Humboldt Üniversitesi), Prof. Dr. Tariq Modood (Bristol Üniversitesi), Prof. Dr. Ruth Mandel (University College London)
"Göçmenlikten Yurttaşlığa Geçiş": Prof. Dr. Rita Süssmuth (Almanya Federal Meclisi Eski Başkanı), Prof. Dr. Michal Bodemann (Humboldt Üniversitesi), Prof. Dr. Mustafa Gencer (Abant İzzet Baysal Üniversitesi), Doç. Dr. M. Murat Erdoğan (Hacettepe Üniversitesi)
"Göçmenin Yanındaki Aktör: Sivil Toplum Kuruluşları": Hasan Özdoğan (Avrupa Türk Demokratlar Birliği Genel Başkanı), Kenan Kolat (Almanya Türk Toplumu Genel Başkanı), Oğuz Üçüncü (İslam Toplumu Milli Görüş Genel Sekreteri), Doris Loetz (Alman Sendikalar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi), Fuat Mansuroğlu (Avrupa Ehli Beyt Alevi Federasyonu Genel Başkanı)
"Çokkültürlülük Üzerine Yeniden Düşünmek": Doç. Dr. İbrahim Kalın (Başbakan Başmüşaviri), Prof. Dr. Karen Schönwälder (Göttingen Max Planck Enstitüsü), Dr. Ercan Karakoyun (Berlin Kültürlerarası Diyalog Forumu Başkanı)
"Ortak Alanı İnşa Etmenin Anahtarı: Siyasal Katılım": Aydan Özoğuz (Sosyal Demokrat Parti Federal Milletvekili), Mehmet Kılıç (Yeşiller Federal Milletvekili), Bülent Arslan (Hristiyan Demokratlar Birliği, Türk-Alman Forumu KRV Başkanı), Sevim Dağdelen (Sol Parti Federal Milletvekili)
"Siyaset ve Göç'': Prof. Dr. Hans Köchler (Innsbruck Üniversitesi), Prof. Dr. Ruud Koopmanns (Amsterdam Hür Üniversitesi), Prof. Dr. Bülent Çiçekli (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üyesi), Doç. Dr. Mazhar Bağlı (Dicle Üniversitesi)
"Almanya'da İslam Tartışmaları: Alman İslam Konferansı ve İslamofobi": Ali Kızılkaya (Almanya İslam Konseyi Genel Başkanı), Dr. Hasan Karaca (Din ve Toplum Araştırma Merkezi Müdürü), Dr. Dirk Halm (Türkiye Araştırmaları Merkezi, Essen), Erol Pürlü (İslam Kültür Merkezleri Birliği)
"Haklar ve Eşit Katılım": Prof. Dr. Kay Hailbronner (Konstanz Üniversitesi), Prof. Turgut Tarhanlı (İstanbul Bilgi Üniversitesi), Prof. Dr. Harun Gümrükçü (Akdeniz Üniversitesi), Mustafa Yeneroğlu (Hukukçu)
"Sosyal Sorunlar ve Nedenleri": Dr. Yaşar Bilgin (Türk-Alman Sağlık Vakfı Başkanı), Dr. Yılmaz Bulut (Avrupa Türk Demokratlar Birliği Genel Başkan Yardımcısı), Sebastian Regitz (Berlin Uluslararası Sosyal Hizmet Kurumu), Bernd Lüdicke (Avukat)
"Dini Çoğulculuk ve Bir Arada Yaşama": Prof. Dr. Wolf-D. Bukow (Köln Üniversitesi), Prof. Dr. Thomas Gutmann (Münster Üniversitesi), Dr. Salman Sayyid (Güney Avustralya Üniversitesi)
"Eğitim Sisteminde Fırsat Eşitliği ve Çokkültürlülük": Prof. Dr. Havva Engin (Heidelberg Pedagojik Yüksekokulu), Dr. Hakan Akgün (Remscheid Göçmen Çocukları ve Gençleri Danışma Merkezi), Dr. Ali Sak (Almanya Türk Veli Dernekleri Federasyonu Başkanı), Cahit Başar (Kuzey Ren Vestfalya Göç Kökenli Öğretmenler Ağı)
"Medyada Göç ve Göçmen Algısı": Ahmet Külahçı (Hürriyet Avrupa), Süleyman Bağ (Zaman Avrupa), Patrick Bahners (Frankfurter Allgemeine Zeitung)
"İş Hayatında Yeni Yönelimler": Suat Bakır (Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı), Dr. Osman Sirkeci (Türk Işadamları Dernekleri Avrupa Federasyonu, Hakkâri Üniversitesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi), Ali Uzun (Müstakil Sanayici ve İşadamları Almanya Başkanı), Ömer Sağlam (Avrupa Türk İşadamları ve Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri) [KanalKultur]
* * *
Türkiye'den Almanya'ya göçün 50. yıldönümü nedeniyle Goethe-Institut'un düzenlediği etkinlikler çerçevesinde "Der andere Blick / Karşıdan Bakış" isimli film seçkisi, 11-14 ekim tarihleri arasında Ankara'da, 17-20 ekim tarihleri arasında İzmir'de ve 20-30 ekim tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleşti.
Seçkinin İstanbul ayağı, İstanbul Modern Sinema'da seyirciyle buluştu. Küratörlüğünü sinema yazarı Engin Ertan'ın yaptığı seçki, göç çerçevesinde Almanya ve Türkiye arasındaki bağı ve kültürel alışverişi yansıtıyordu. Bu dönemde çekilmiş Türk ve Alman filmlerinde diğer ülkeden karakterlerin temsiline odaklanan seçki, farklı türlerden örnekler ve farklı zamanlara ait hikayeler aracılığıyla birbirimizi nasıl gördüğümüz ve algıladığımıza yoğunlaştı.
Programda, Halit Refiğ'in yönettiği 1969 yapımı "Bir Türk'e Gönül Verdim", Jörg Gförer'in yönettiği 1986 yapımı "En Alttakiler (Ganz Unten)", Fatih Akın'ın yönettiği 2005 yapımı "İstanbul Hatırası", Anno Saul'un yönettiği 2004 yapımı "Kebab Connection", Şerif Gören'in yönettiği 1979 yapımı "Almanya Acı Vatan", Rober Siodmak'ın yönettiği 1964 yapımı "Haydut", Tevfik Başer'in yönettiği 1989 yapımı "Sahte Cennete Veda", Sinan Çetin'in 1992 / 1993 yapımı "Berlin in Berlin", Richard Huber'in yönettiği 2008 yapımı "Bahtı Açık", Şerif Gören'in yönettiği 1988 yapımı "Polizei", Doris Dörrie'nin yönettiği 1992 yapımı "Doğum Günün Kutlu Olsun, Türk!", Muzaffer Arslan'ın yönettiği 1970 yapımı "Ankara Ekspresi", İsmail Necmi'nin yönettiği 2008 yapımı "Bunu Gerçekten Yapmalı mıyım?", Detlev Buck'un yönettiği 2006 yapımı "Acımasız", Martina Priessner'in yönettiği 2010 yapımı "Yedek Memleket", Jeanine Meerapfel'in yönettiği 1985 yapımı "Melek Gidiyor" ve Hark Bohm'un yönettiği 1988 yapımı "Yasemin" adlı filmler yer alıyordu.
Bir Türk'e Gönül Verdim - Yönetmen: Halit Refiğ; Oyuncular: Ahmet Mekin, Eva Bender, Seden Kızıltunç, Bilal İnci; Türkçe; Türkiye, 1969, Siyah-Beyaz
Eva ve Almanya'da konuk işçi olan İsmail bir çifttir. Bir süre sonra Türkiye'ye dönmeye karar veren İsmail, Eva ve ortak çocuklarını Almanya'da bırakır. Eva iki yıl aradan sonra İsmail'in peşinden Türkiye'ye gider ve onu memleketi Kayseri'de arar. Sonunda bulur da, ama İsmail evlenmiştir. Eva yabancı bir ülkede başının çaresine bakmak zorunda kalır. İşçi olarak Almanya'ya gitme hayalleri kuran Mustafa, kadına yardım eder. Eva yavaş yavaş Mustafa'ya aşık olduğunu ve Türk kültürüne hayran kaldığını fark eder.
En Alttakiler (Ganz Unten) - Yönetmen: Jörg Gförer; Almanya, 1986, 100', Renkli, Türkçe dublajlı
Günter Wallraff uluslararası başarı elde eden kitabı En Alttakiler'de Almanya'daki yabancı düşmanlığını ele alır. Türk işçisi Ali olarak çeşitli işlere girip çıkan Wallraff, bu arada konuk işçilerin sık sık maruz kaldıkları sömürü ve düşmanlığa da tanık olur. Wallraff kitabında göçmenlerle yaptığı söyleşilere de yer verir. Belgeselde ise gizli kamerayla çekilen görüntüler ve sonradan yapılan söyleşiler yer alıyor. Kitap ve film Türkiye'de büyük ilgi görmüştü.
İstanbul Hatırası (Crossing the Bridge: The Sound of Istanbul) - Yönetmen: Fatih Akın; Oyuncular: Alexander Hacke, Baba Zula, Duman, Erkin Koray, Ceza, Mercan Dede; Almanca / Türkçe; Almanya, 2005, 90', Renkli, 35mm
Bu belgesel filmde, yönetmen Fatih Akın ve müzisyen Alexander Hacke (Einstürzende Neubauten) İstanbul'a giderek, bütün dünyadan sanatçılar, müzisyenler, DJ'ler ve sinemacılar için bir çekim merkezi haline gelen Boğaz kıyısındaki metropolün müzik kültürünün izini sürüyor.
Kebab Connection - Yönetmen: Anno Saul; Oyuncular: Nora Tschirmer, Denis Moschitto, Güven Kıraç, Adnan Meral, Sibel Kekili; Almanca; İngilizce ve Türkçe altyazılı; Almanya, 2004, 91', renkli, 35mm
Hamburg'un Schanzenviertel semtinde yaşayan İbo (İbrahim) tutkulu bir Bruce Lee hayranıdır. İlk Alman Kung Fu filmini çekerek sinema tarihine geçmeyi aklına koyan İbo bu hedefine, amcası Ahmet'in dönerci dükkanı için çektiği bir reklam spotuyla yaklaşır. Amcası durumdan hiç hoşnut olmasa da, spottan büyülenen sinema izleyicileri gösterimlerden sonra Ahmet'in dönerci dükkanına akın eder. İbo'nun aniden üne kavuşurken sevgilisi Titzi beklenmedik bir biçimde hamile kalır. Ancak İbo, babalık sorumluluğunu taşıyamaz.
Almanya Acı Vatan - Yönetmen: Şerif Gören; Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Rahmi Saltuk, Suavi Eren, Mine Tokgöz; Türkçe; Türkiye, 1979, 85', Renkli
Yalnızca para kazanmak için Almanya'da bir robot gibi çalışan Güldane Türkiye'de yaz tatilini geçirirken, Almanya'ya gitmek isteyen Mahmut'la tanışır. Mahmut, Güldane'ye onunla anlaşmalı evlilik yapması için yüklü miktarda para teklif eder. Güldane hiç düşünmeden teklifi kabul eder. Almanya'ya döndükten sonra Güldane önce Mahmut'la hiç ilgilenmez. Ancak sonradan kendisini taciz eden bir Türk'ten kurtulmak için Mahmut'la yakınlaşır. Böylece gerçekten karı-koca olurlar. Bir halk türküsünün adı olan Almanya Acı Vatan, uzun süre Türkiye'den Almanya'ya göç edenlerin sloganı olmuştu.
Haydut (Der Schut) - Yönetmen: Rober Siodmak; Oyuncular: Lex Barker, Marie Versini, Ralf Worter, Rik Battaglia, Dieter Borsche; Almanca; Türkçe altyazılı; Almanya / Fransa / İtalya / Yugoslavya, 1964, 107', Renkli
Maceraperest Kara Ben Nemsi Efendi ile beceriksiz ve sakar arkadaşı Hacı Halef Ömer bir arkadaşlarının kaçırıldığını öğrenince Arnavutluk yollarına düşerler. Arkadaşlarını, "Haydut" namıyla Balkanlar'a korku salan bir caninin adamları kaçırmıştır. Gözüpek atlılar daracık patikalarda heyecanlı bir sürek avı başlatır. Haydut, Karl May'ın Şark Çemberi dizisindeki aynı adlı romanından uyarlanmıştır.
Sahte Cennete Veda - Yönetmen: Tevfik Başer; Oyuncular: Zühal Olcay, Brigitte Janner, Ruth Ólafsdóttir; Almanca; Almanya, 1989, 96', Renkli, 35mm
Kocası tarafından aşağılandığı, hırpalandığı ve tecavüze uğradığı için korku içinde yaşayan Elif'in işkencecisini öldürmekten başka çaresi kalmamıştır. Altı yıl hapis cezası alan Elif kadınlar hapishanesinin kaba ve şiddet dolu dünyasında ayakta kalmaya çalışır. Ancak zamanla cezaevinin küçük dünyasını, içinde büyüdüğü Türk toplumunun katı değer yargılarının ötesinde, kişisel gelişimi için korunaklı bir alana dönüştürmeyi başarır. Almanca öğrenir, arkadaş edinir ve erkekler koğuşundan bir hükümlüye aşık olur. Ama mutluluğu ve daha iyi bir gelecek umudu fazla sürmez: Ağır hapis cezası almış bir yabancı olarak sınır dışı edileceğini öğrenir. Türkiye'de ise Elif hakkında kocasını öldürdüğü için yeni bir dava açılmıştır.
Berlin in Berlin - Yönetmen: Sinan Çetin; Oyuncular: Hülya Avşar, Armin Block, Cem Özer, Aliye Rona; Türkçe; Almanya / Türkiye, 1992 / 1993, 99', Renkli
Thomas bir kavga sırasında yanlışlıkla Mehmet'i öldürür. Özür dilemek için Mehmet'in ailesini evlerinde ziyaret eder. Mehmet'in kardeşi intikam planları yapmaktadır, ama Türk geleneklerine göre Thomas'ı evlerinde konuk olduğu sürece öldürmesi imkansızdır. Thomas bunu öğrenince evden ayrılmamakta ısrar eder. Sinan Çetin'in gelenekleri tiye alırken, bir yandan da iki farklı kültürün ve ölüm ile yaşamın aslında ne kadar birbirine yakın durduğunu göstermeye çalıştığı Berlin in Berlin gişede büyük başarı sağlamıştı.
Bahtı Açık (Auf der Sonnenseite) - Yönetmen: Richard Huber; Oyuncular: Mehmet Kurtuluş, Peter Jordan, Aykut Kayacık, Burak Yiğit; Almanca; Türkçe altyazılı; Almanya, 2008, 87', Renkli
Cenk Batu aylardır görünürde ciddi bir iş adamı olan Petermann adına gizli ve riskli bir görev üstlenmiştir. Cenk tam şirketin tepesinde yer alanların arasına girmek üzereyken, acımasız bir liyakat sınavında başarısız olur. Tam da o sırada şefi Uwe kendisine yeni bir görev verir: Cenk'in küçük suçlar işleyen bir Türk rolünde hastaneye girmesi ve burada bıçaklanmış yatan Deniz aracılığıyla, dışarıya su sızdırmayan Nezrem çetesiyle ilişki kurması gerekmektedir. Deniz ise resmi olarak bir restoran işleten ve sebze toptancılığı yapan, ama gerçekte hırslı bir çete lideri olan Tuncay Nezrem'in yeğenidir.
Polizei - Yönetmen: Şerif Gören; Oyuncular: Kemal Sunal, Babett Jutte, Yalçın Güzelcem Jaya Gürel, Nilüfer Usku; Almanca / Türkçe; Almanya / Türkiye, 1988, 96', Renkli
Berlinli sempatik çöpçü Ali Ekber Türkiyeli bir göçmendir. Tiyatro aşığı Ali'nin hayali bir gün oyuncu olmaktır. Hayalini gerçekleştirmek için şehirdeki sayısız göçmen tiyatro gruplarından birine katılan Ali, oynadığı polis rolüne kendini öylesine kaptırır ki, oyundaki kostümünü tiyatro dışında da giymeye başlar. Bu devlet memuru rolünün sokaktaki insanlara da inandırıcı gelmesi, heyecan yaratan bir dizi duruma neden olur.
Doğum Günün Kutlu Olsun, Türk! - Yönetmen: Doris Dörrie; Oyuncular: Hans Czypionka, Özay Fecht, Meret Becker, Doris Kunstmann; Almanca; Türkçe altyazılı; Almanya, 1992, 109', Renkli
Almanya'da büyüyen ve Türkçe konuşamayan özel dedektif Kemal Kayankaya'nın Frankfurt'taki köhne dedektiflik ofisine bir kadın müşteri gelir. Genç bir Türk olan İlter, dedektiften kaybolan kocasını aramasını ister. Yönetmen Dorris Dörrie'nin filmi Alman sinemasındaki en ilginç Alman-Türk karakterlerden birine sahiptir. Almanlar tarafından yabancı ve Türk olduğu için sürekli aşağılanan Kayankaya, Frankfurt'un Türk çevrelerinde ise Alman olarak kabul edilir.
Ankara Ekspresi - Yönetmen: Muzaffer Arslan; Oyuncular: Ediz Hun, Filiz Akın, Kadir İnanir, Leyla Sayar; Türkçe; Türkiye, 1970, 79', Renkli
Muzaffer Arslan'ın çektiği Ankara Ekspresi, Esat Mahmut Karakurt'un aynı adlı romanının sinemaya ikinci uyarlamasıdır. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Türkiye'de geçen film, Alman ajanı Hilda ile Türk binbaşı Seyfi'nin aşk hikayesini anlatır ve Türk sinemasında çekilmiş nadir ajan filmlerinden biridir. Hilda karakteri sadece bir Türk erkeğine değil, Türk kültürüne de aşık olmuştur ve o yıllarda Türk sinemasında çok sık rastlanan Avrupalı kadın klişesine uygundur.
Bunu Gerçekten Yapmalı mıyım? - Yönetmen: İsmail Necmi; Oyuncu: Petra Woschniak, Herold; Almanca / Türkçe; Türkiye, 2008, 86', Renkli, 35mm
Belgesel, İstanbul'da yaşayan Alman Petra'nın sıra dışı hayatına eşlik ediyor. Film, Almanya'da yaşayan Türk işçilerin hikayelerinin tam aksini ironik bir dille anlatıyor. Petra'nın hayatı, gizemli ve maskeli Herold'la yapılan uzun "oturumlar" sırasında gözler önüne seriliyor ve izleyici Petra hakkında İstanbul ve Almanya dışında, aile, dostlar, uyuşturucu ve ölüm gibi konularla ilgili de pek çok şey öğreniyor.
Acımasız (Knallhart) - Yönetmen: Detlev Buck; Oyuncular: David Kross, Erhan Emre, Jenny Elvers-Elbertzhagen, Oktay Özdemir; Almanca; İngilizce ve Türkçe altyazılı; Almanya, 2006, 98', Renkli, 35mm
Michael Polischka 15. yaş gününde annesi Miriam'la birlikte Berlin'in şık semti Zehlendorf'ta kapının önüne konur, çünkü Miriam çekiciliğiyle birlikte yeni zengin sevgilisi Dr. Peter'in gözünde orada yaşama hakkını da yitirmiştir. Polischka ailesi şimdi Neukölln'deki yeni hayatlarına alışmak zorundadır. Ama Miriam sadece yeni sevgilileriyle meşgulken, oğlunun hayatı cehenemme dönüşür. Şiddetin yaygın olduğu Neukölln'de çetelerin kanunları hüküm sürmektedir: Erol ve kabadayı arkadaşları, zayıf olan herkese şantaj yapmaktadır.
Yedek Memleket (Wir Sitzen im Süden) - Yönetmen: Martina Priessner; Almanca / Türkçe; Almanya / Türkiye, 2010, 88', Renkli
Telefonda kendilerini Ralf Becker ya da Ilona Manzke olarak tanıtırlar. Hepsi kibar, sabırlı ve işinde uzmandır. Zaman zaman çalıştıkları şirketin yerini soran müşterilere "güneydeyiz" yanıtını verirler. Çağrı merkezi temsilcilerinin gerçekten de güneyde, İstanbul'un ortasında büyük, klimalı bir ofisleri vardır. Lufthansa'dan Neckermann'a bir dizi Alman şirketi burada düşük maaşlı kalifiye işgücü bulmuştur. Bülent'in, Murat'ın, Fatoş'un ve Çiğdem'in ortak yanı çocuklukları ve gençliklerini Almanya'da geçirmiş olmalarıdır. Yıllar sonra bile kendilerini anne babalarının memleketine ait hissetmezler ve burada kendilerine bir "İkinci Almanya" yaratırlar.
Melek Gidiyor (Die Kümmeltürkin geht) - Yönetmen: Jeanine Meerapfel; Oyuncu: Melek Tez; Almanca, Türkçe ve İngilizce altyazılı; Almanya, 1985, 88', Renkli
Melek Tez 1970 yılında genç bir işçi olarak Berlin'e gelir. Kendinden emin bir kadın olan Melek burada maruz kaldığı düşmanlığa, nefrete ve ırkçı söylemlere önce ironi ve mizahla yanıt verir, hatta hiç gocunmadan kendini de Almanların Türkler için kullandığı aşağılayıcı bir benzetmeyle "Kümmeltürkin" olarak tanıtır. Ama 14 yıl bu şekilde aşağılandıktan sonra savaşçı cesareti, teslimiyet ruhuna üstün gelir: Melek Tez memleketine geri döner. Belgesel ve canlandırma sahnelerden ve söyleşilerden oluşan filmde yönetmen Jeanine Meerapfel, Melek Tez'in hareketli yaşamını ve deneyimlerini aktarıyor.
Yasemin - Yönetmen: Hark Bohm; Oyuncu: Ayşe Romey, Uwe Bohm, Şener Şen, İlhan Emirli; Almanca; Türkçe altyazılı; Almanya, 1988, 89', Renkli, 35mm
Yirmi yaşındaki Jan başarılara alışık, mutlu, girişken bir gençtir. Bir gün judo antrenmanı sırasında güzel ve gizemli Yasemin'i görür ve bu Türk kızına ilk bakışta aşık olur. Yasemin önce Jan'ın kendine yaklaşmasına izin vermez ve onu reddeder. Jan sonunda kızın kalbini çalmayı başarır, ancak kısa bir süre sonra onun ikili bir hayat sürdüğünü anlar: Yasemin dışarıda genç, özgür bir kadın gibi yaşarken, kalabalık ailesinin içinde geleneklere göre yetiştirilmiş bir Türk kızıdır. Yasemin, Jan'la giderek yoğunlaşan ilişkisi yüzünden ailesiyle büyük sorunlar yaşamaya başlayacaktır. [KanalKultur]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder