Bu Blogda Ara

17 Temmuz 2013 Çarşamba

Havva Engin: Avrupa'da İnancın ve Hayatın Diyaloğu İçin: Alevi-İslam Dersi

Prof. Dr. Havva Engin
[© Havva Engin - KanalKultur] - İnsan eğitilen ve aynı zamanda inanan bir varlıktır. Aynı şekilde günümüz toplumlarında inanç ve eğitim birbiriyle içiçe geçmiştir. Eğitim ve öğretim / öğrenim, yaşamı kolaylaştıran ve insanı yaşama hazırlayan, ona kişilik ve kimlik veren en önemli kültürel süreçler arasındadır. Dolayısıyla insanın dini ve inancı da bu süreçte dikkate alınmalıdır. Çünkü, buna dayalı bir gelenek vardır. Bu meyanda dinî, felsefî ve etik eğitim, bireyin kişilik gelişiminin ve ileride de kimliğinin önemli bir parçasını oluşturmaktadır.

İnanç, Avrupa'nın her ülkesinde - ilk bakışta öyle görünmese bile - özel bir yer tutmaktadır. Zaman içinde her ülke kendi tarihinden ve kültür kökenlerinden etkilenmiş modeller geliştirmiş bulunmaktadır.

Bir Örnek Olarak Almanya'da Alevilik ve Din Dersi

Almanya'nın okul eğitiminde din dersi Anayasa'nın 7. Maddesi'nin 3. Fıkrası'na göre yürütülmektedir. Buna göre Alman devleti, din dersinin düzenli ders programı çerçevesinde verilmesini öngörmektedir. Dersin içeriğini de din dersini veren dinî cemaat belirlemektedir ve o, aynı zamanda ders programını hazırlamaktadır. Öğretmenler, Alman üniversitelerinde cemaate yönelik teoloji fakültelerinde yetiştirilmektedir.

Din dersleri, Almanya'da iki eyalette, Berlin ve Bremen'de Anayasa'nın 140. / 141. Maddesi'ne göre verilmektedir. Ancak her iki eyaletin kendi anayasasından ve hukukî uygulamalarından kaynaklanan bir farklılık vardır. Sözgelimi Bremen eyaletinde din dersi yerine eyalet yönetimi tarafından "Din Bilgisi / İncil Tarihi" dersi verilmektedir.

Berlin eyaletinde ise, dini cemaatler ders planını hazırlamakta ve öğretmenleri yetiştirmektedir. Bu bağlamda eyaletin görevi, okulda ders vermek isteyen cemaate

a) ışığı,
b) ısıtması olan sınıf vermekle ve
c) isteyen öğrencinin bu derse girebilmesini sağlamakla sınırlıdır.

Ayrıca dersin içeriğinin ve ders programının Anayasa'yla (bu bağlamda da mutlak surette demokrasi, insan hakları deklerasyonuyla, kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasıyla) örtüşmesi gerekmektedir.

Alevileri, Sünnileri ve Şiileri içeren İslamî cemaatlerin önündeki en büyük yasal engel, Alman Anayasa'sının 7/3. Fıkrası'na göre kilise yapısı gibi dinî çerçeveyi çizen, ruhban sınıfı yetiştiren ve dinî öğretiyi bağlayıcı bir şekilde belirleyen dinî kurumların olmamasıdır. Bu durum, dinî cemaat olma statüsünü zorlaştırıcı bir durumdur.

Öte yandan, eyaletlerde, İslamî cemaatlere bir araya gelip, ortak bir İslam din dersi çerçevesinde birleşilmesi öğütlenmektedir. Birbirlerinden öğreti açısından, ibadet açısından temel farklılıkları olan Aleviler, Şiiler ve Sünniler için, bu önerinin gerçekleştirilmesi, pek mümkün görünmemektedir. Dolayısıyla her dini cemaat, kendi öğretisine göre din dersi vermeyi talep etmekte ve yasal girişimlerde bulunmaktadır.

Avrupa'da Alevi-İslam Dersi Ne İçin ve Nasıl Oluşturulmalıdır?

Avrupa'da Alevi-İslam Dersi, Alevilik ve kültürleşme (acculturation) bağlamında "inancın ve hayatın diyaloğunu" kapsamaktadır. Buradan hareketle göç ve göçmenlik olgusunu, eğitim sistemini, okul yasalarını ve konuyla ilgili aktüel gelişmeleri de gözeterek, göç edilen topluma yönelik "sosyalizasyon"u sağlamak ve dolayısıyla entegrasyonu olabildiğince kolaylaştırmak amacıyla oluşturulmalıdır.

Alevi-İslam Dersi'nin Özellikleri

Kültürleşme (acculturation) süreci göz önünde bulundurularak, göç ve göçmenlik olgusuna; çok kültürlü, çok dinli bir topluma ve daha da önemlisi göçmenliğin giderek önem kazandığı Avrupa toplumuna dayalı bir Alevilik eğitimi / öğretimi odak alınarak oluşturulacak, geliştirilecek ve detaylandırılacak Alevi-İslam Dersi'nin çıkış noktası, özelliği, içeriği ve  hedefleri şu şekilde özetlenebilir:

1. Çoğulculuğun Zenginlik Olduğunun Vurgulanması

Alevi-İslam Dersi'nde, göç edilen toplumda yeniden oluşan, yeni formlar alan, gelişen ve değişen Türkiye Aleviliğinin,

• yayıldığı (diffusion) yörenin, göç ettiği ülkenin veya ülkelerin; topluluk ve toplumların ve dönemin koşullarına göre "özünü yitirmeden kendini şekillendiren" organik bir olgu,
• özgürlükçü bir İslamî yorum olması ve
• bu özelliğiyle modern çağa ve göç ettiği toplumlara kolaylıkla ayak uydurabilmesinden,
• modern çağla ve toplumla da uyuşabilmesinden hareketle;

a) çok kültürlü - çok dinli plural / çoğulcu bir yaşam modeli içerisinde, varlığını devam ettirebilecek,
b) ögelerini geliştirebilecek unsurları ve
c) diğer kültürlerle, dinlerle diyalog mekanizmalarının oluşturulması ve geliştirilmesiyle ilgili hususları, öğretim süreciyle de kazanarak veya edinerek "çoğulculuğun zenginlik" olduğu vurgulanmalıdır.

2. "Öteki"ne Karşı Tolerans ve Diyaloğun Ön Plana Alınması

Alevi-İslam Dersi'ndeki ana hedef, "kendinden farklı olan"a karşı anlama, tolerans ve onunla diyalogtur; dış dünya ve toplum ile yapıcı - olumlu iletişim - ilişki kurmaktır; iyi - yararlı, kendine ve kendinden başkasına karşı saygılı insan olmayı içeren değerler manzumesinin kazandırılması, hayat boyu devam ettirilebilmesi veya uygulanabilmesidir; bundan da öte, kişiliğin vazgeçilemez bir parçası haline getirilebilmesidir.

3. Aleviliğin İslamî Bir Yorum Olduğunun Ele Alınması

Tarihsel boyutuyla yaşanan - uygulanan ve genelde sözel aktarılan bir "İslamî bir yorum" olarak Aleviliğin uygulamaları ve çekirdek inanç objeleri, özellikleri, değerleri, temel kavramları Alevilik derslerinin merkezidir. Burada yerel ve bölgesel, coğrafi ve ekonomik, etnik farklılıklara da dikkat edilmeli; onlar göz ardı edilmemelidir.

Dersin Didaktik Konsepti

Alevi-İslam Dersi'nde didaktik bir konsept formüle edilmelidir. Bu didaktik konseptte;

a) öğrenci merkezli bir pedagoji ile
b) insanı ve onun dünyayla iletişimini temel alan bir teoloji anlayışı temel alınmalıdır.

Dersin Hedefi

Sadece Alevilik öğretisinden değil, öğrencilerin tarihsel, biyografik veya hayat içinde yaptıkları tecrübelerden yola çıkılarak inancın formüle edilmesi, dersin içeriğini ve hedefini oluşturmalıdır. Buradan hareketle, Alevi-İslam Dersi, inancın ve hayatın diyaloğu üzerine inşa edilmelidir ve özelliği budur.

1. İnancın Hayattaki Fonksiyonu

Hayatın merkezinde olduğu kabul edilen insanın, hayatla diyaloğunda akıl ön planda tutularak, hayatındaki pratik ve pragmatik, kendisi ve toplum için yararlı olan çözümlere ulaşmasında inancın yerinin yararcı / yararlı bir şekilde sorgulanması ve fonksiyonu da ilgili derslerde ele alınmalıdır. Bu bakımdan Alevi-İslam Dersi'nde

insanın ↔ Tanrıyla, insanın ↔ kendisiyle, insanın ↔ toplumla ve insanın ↔ "kendinden farklı olan"la ilişkisine veya diyaloğuna, "yapıcı" ve "olumlu" bir şekilde yer verilmelidir.

Alevi-İslam Dersi, okulun eğitim ve öğretim hedefleri içinde inancı ve uygulamasını temel alarak,

a) hayatı öğrenmeyi ve
b) hayata bakmayı ilke edinmelidir.

2. İyi İnsan Olmaya Yönlendirmek

Diğer taraftan da öğrenciyi

a) kendine,
b) "kendinden farklı olan"a ve
c) topluma

karşı sorumluluk yüklenmeye, sorumlu düşünmeye, sorumlu ve saygılı davranmaya, hayat için yararlı olmaya; dolayısıyla kendisi ve toplum için "iyi bir insan" olmaya yönlendirmelidir.

3. "Farklı" Dinleri ve İnançları Tanımaya Açık Olmak

Alevi-İslam Dersi, "farklı" dinleri, inançları da tanımaya açık olmalıdır. "Farklı" dinlere, inançlara ait öğrencilere de açık bir dersi hedeflemeli ve bu pedagojik anlayışı temel almalıdır. Aynı şekilde inanmayanları da kapsamalıdır. Başka din ve inançların, dünya görüşlerinin anlaşılması ve farklılıkların yadsınmaması, çoğulculuğun kabul edilmesi, dersin ana düşünceleri arasında olmalıdır. Buna göre Alevi-İslam Dersi, farklı dinlerin ve kültürlerin birbirleriyle tanışmasını-diyoloğunu, yardımlaşmasını ve dayanışmasını da amaçlamalıdır.

Dersin Metodu

Alevi-İslam Dersi, metodik olarak "diyalog içinde" bir dersi mecbur kılmaktadır. Aynı şekilde, inancın sorgulanmasını da. Ancak, burada eleştirel, ama yapıcı bir sorgulama tarzı, metodik olarak hedeflenmelidir. Aleviliğin öğelerinin, onları oluşturan değerlerin anlamı; Aleviliğin hayattaki yerinin anlaşılmasının sağlanması, bu bakımdan ön plana alınmalıdır.

Göçmenlik Olgusunun Özel Yeri

Alevi-İslam Dersi'nde göçmenlikteki Alevilik özel ve önemli bir yer tutmalıdır. Alevilik tutum ve değerlerinin göçmenlik bazında ele alınması, sorgulanması; dinler ve inançlararası diyaloğun oluşturulmasındaki, geliştirilmesindeki fonksiyonu ve buna uygun davranış kalıplarının öğrenciye aktarılması, kazandırılması üzerinde detaylı bir şekilde durulmalıdır.

Alevi-İslam Dersi'nin Boyutu

Alevi-İslam Dersi'nin antropolojik ve teolojik olmak üzere iki boyutu olmalıdır.

1) Yaşamak ve öğrenmek üzerine kurulacak antropolojik boyutu.
2) İnancın kavranması ve hissetmek üzerine oluşturulacak teolojik boyutu.

Sonsöz

Göç edilen ülkede oluşturulan Alevi-İslam din dersi müfredatının birinci önceliğinin, bireylere - inancın özünü kaybetmeden - onların "göçmen" olmaktan kaynaklanan ihtiyaçlarına cevap vermesi olduğu - gerekliliği bilinmelidir. Aksi taktirde sonuç, ne olduğunu ve nereye ait olduğunu bilmeyen bireyleri yetiştirmektir... [© Havva Engin - KanalKultur]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder