“Toplumsal Tarih” dergisi, eylül 2007'de yayınlanan 165. sayısında, Osmanlı İmparatorluğu’nda göç olgusunu kapağına taşıyor. Cumhuriyet kurulduktan sonra Türkiye’de yeşeren erken dönem ırkçılığını incelemenin yanı sıra “tarihçi”lik ve ırkçılık üzerine dönen güncel tartışmalara da perspektif sunan “Irkçı Düşünce” adlı yazı; II. Dünya Savaşı sırasındaki Türk-Alman ilişkilerini ele alan çalışma; Mustafa Suphi ve arkadaşlarına karşı yerel halkı kışkırtan Muhafaza-i Mukaddesat Cemiyeti’nin düzeni konusunda ilk kez yayımlanan belge; Suriçi İstanbulu’nun yüzyıl kadar önce önemli bir eğlence ve sanat merkezi olan Direklerarası’nın geçmişi; İttihad ve Terakki mensubu Ahmed Rıza Bey’in gerçekleştirdiği iki zorunlu yurtdışı seyahati; Pirenne’in ortaçağda feodalizmden kapitalizme geçiş sürecine dair tezleri üzerine yazılar ve daha pek çok nitelikli çalışma “Toplumsal Tarih”in 165. sayısında yer alıyor.
Alibeyköy Barajı’nın kurumasıyla ortaya çıkan ve Mimar Sinan’ın en önemli eserlerinden biri olan Mağlova Kemeri üzerine Semavi Eyice ile yapılan söyleşi; Sagalassos kazılarının “büyük keşfi” Hadrian heykeli parçaları üzerine kazı başkanı Marc Waelkens tarafından kaleme alınan yazı; Çatalhöyük kazılarında ortaya çıkan son buluntuları “Toplumsal Tarih”in 165. sayısında okurla buluşuyor..
Taner Timur, Osmanlı İmparatorluğu’nun farklı dönemlerine göç perspektifinden bakıyor:
“Batı’da kapitalizmin gelişmesi insanlık tarihinde neolitik devrimden sonra yaşanmış olan en köklü devrimdir. Kapitalizm başından beri ‘küresel’ potansiyel taşıyan bir üretim biçimiydi ve bu özelliği itibariyle bir yandan şehirleşmeye ve modern ‘ulus-devlet’lerin oluşmasını sağlayan iç göçlere yol açarken, öte yandan sömürge imparatorluklarına zemin hazırlayan ‘dış göçleri’ oluşturmuştur. Kapitalizme geçememiş toplumlardan ucuz emek gücü çekme çabası da emekçi göçlerine neden olmuştur. Bu çerçevede, Osmanlı toplumunda tanık olduğumuz göç hareketlerine bakacağız.”
Dergi Editöründen: “Howard Eissenstat’ın kaleme aldığı yazının bir bölümü bugün hâlâ Başbakanlık arşivlerinde bulunan devletiçi yazışmalar ve müfettişlerin hazırladığı raporlar üzerinden yürüyor. Söz konusu rapor ve yazışmaların bir kısmında, Anadolu’da yaşayan Alevi, Çerkez, Yahudi, Abhaz, Çingene, dönme vb. gruplar hakkında şüphe ve hakaret içeren ifadeler de var. Bu yazışmalar elbette bunları kaleme alanların dünya görüşlerini ve o dönemde devletin en azından bir kanadının niyetini ortaya koyuyor. Eissenstat, makalesinin sonuna doğru Dersim İsyanı olarak bilinen ayaklanmanın bastırılması sırasında 10.000’den fazla insanın ölmesine rağmen devletin amacının ölü sayısını artırmak değil; bölgedeki nüfusu asimilasyona zorlamak olduğunun altını çiziyor. Bu durum esasında Türkiye’de o dönemde devlet katındaki egemen eğilimin ırkçılığın kendisi değil, Eissenstat’ın da söylediği gibi ırkçı ideolojiden de faydalanılarak söz konusu grupların asimilasyona zorlanıp “Türk”leştirilmesi olduğunu gösteriyor.”
“Toplumsal Tarih”in 165. sayısında Emel Seyhan’ın kaleminden “Osmanlı Basınında Yüz Yıl Önce Bu Ay” ve Edhem Eldem tarafından hazırlanan “L’Illustration’dan Seçmeler” bölümleri de yer alıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder