Bu Blogda Ara

19 Temmuz 2013 Cuma

Nasreddin Hoca, fincancı katırlarını ürkütüyor...


[Metin Akar: "Nasreddin Hoca",
Lâle 4 (1986): 20 - 31]
[Minyatür ve tezhip:
Ahmet Yakupoğlu, agm, 22 - 23]
[KanalKultur] - "Birgün Hoca, kabristan civârında gezerken, nasılsa ayağı kayar. Bir eski kabrin içine düşer. Çıplak tenine, gömleğine varınca (ya kadar) toz toprak içinde kalan elbisesini çıkarıp, üstünü başını temizlemeye, düzeltmeye uğraşır. O anda hatırına gelir ki, şurada ölü sanarak acaba Münkir-Nekir gelir mi? Hoca bu hâldeyken, ileriden katırcılar hayvanlarını sür'atle sürerek mezaristana erişmiş bulunurlar. Hoca, yüzlerce çan sesini, hayvan gürültüsünü, katırcı şamatasını birdenbire anlamayarak: '- Eyvâh! Ne aksi zamâna tesadüf ettim.. Kıyâmet kopuyor!.' diyerek şaşkınlıkla biraz öteye beriye çabalanıp, nihâyet mezardan dışarı fırlar, kaçmak ister. Katırlar da tam o hizaya tasadüf eylediklerinden, Hoca'nın böyle alel-acâip bir kıyafetle mezardan fırlamasından katırlar ürkerek karmakarışık olur, birbiri üstüne yığılırlar. Yükleri olan kâse, billur, fincan, tabak makûlesi eşya bütün hurd ü hâş olur. Katırcılar şaşalayıp, sopalarıyla Hoca'nın üzerine hücûm eylerler. '- Sen kimsin, burada ne ararsın?' derler. Hoca, fıtrî tuhaflığı îcâbı olarak: '- Ehl-i âhıret'im, dünyâyı seyre çıkmıştım' demekle, yobaz herifler '- Dur!. Biz sana hoşca seyrân ettirelim.' diye Hoca'yı bir iyi dövüp, başını-gözünü yarmışlar. Hoca, bin zahmet ve meşakkatle geceyarısı evine dönmüş. Karısı: 'Bu ne hâl?. Şimdiye kadar nerde kaldın?..' diye sormağla: '- Mezara düştüm, ölülere karıştım' demiş. Karısı olanca safvetiyle: '- Öteki dünyada ne var ne yok?' diye sorunca, Hoca cevâben: '- Fincancı katırlarını ürkütmezsen, birşey yokdur' demiştir."

[Metin Akar: "Nasreddin Hoca", Lâle 4 (1986): 20 - 31] [Minyatür ve tezhip: Ahmet Yakupoğlu, agm, 22 - 23] [KanalKultur]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder